Daha bir kaç saat önce 5 çakarız 10 yaparız gibi söylemlerden korkuyorum, erkenden işimizi görelim sonra keyfimize bakarız demiştim. Dileğimin kabul olacağını bilseydim Yukardakinden daha başka şeylerde isterdim. :)
Bu akşam için söylenecek tek şey Semih'in leblebi gibi gol attığıdır. Yarın gazetelerde leblebi gibi gol atmak klişesi yeniden hortlarsa bunun tek sorumlusu da Semih'tir. Ne güzel aşırttı, ne güzel vurdu toplara. Varsın böyle güzel maçlardan sonra geçmişten gelen bütün spor sayfası klişelerini günümüze taşısın Semih. Kalecinin armut gibi olması Semih'in başarısını gölgelerse bu da goygoycu spor medyasının işgüzarlığıdır. Takıma değinmemiz gerekirse anlatıldığı kadar da kötü değilmiş demek istiyorum fakat rakibin zayıf olmasının bizleri yanıltma ihtimalininde üzerinde duruyorum.
Şimdi rakip Inter Bakü'yü eleyen Partizan... Gönlüm Azerilerden yanaydı. Hem daha kolay bir rakip olurdu, hem de turistik gezi gibi Azerbaycan'a bir tur düzenlenir, birimiz ŞL'ye birimiz UEFA'ya güle oynaya giderdik. Fakat rakip Partizan olunca insan bu elemanların arızalı taraftarlarını ister istemez düşünüyor. İlk maç için deplasmana gidecek olmamız her açıdan iyi oldu. Olası bir durumda İstanbul'da hesap görülür, Pana maçında olduğu gibi tongaya düşülmez umarım. Tabi karşılıklı taraftar götürülmeme gibi bir karara varılırsa bizde burada uslu uslu maçımızı izleriz.
Gönül isterki İstanbul'dan organizasyonlar yapılsın, şöyle güzel bir yurtdışı deplasmanımız olsun uzunca süre anlatılsın, bizde ŞL vizesinin alalım.
6.08.2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder