31.12.2008

İyi Seneler

Herşeyin gönlünüzce olduğu bir yıl olması dileğiyle, iyi seneler.

Dağıtın kardeşim bu akşam... :)

Yılbaşı Akşamına Özel

30.12.2008

2008'de Fenerbahçe II

2008'de Fenerbahçe I

MAYIS


-Erkek Voleybol Takımı Şampiyon oldu.

-Galatasaray Süper Lig Şampiyonu oldu.

-“Bağdat Caddesi Fenerbahçe’nin Kalesi” bir kez daha ispatlandı.

-Bayan Basketbol Takımı şampiyon oldu.

-Fenerbahçe TV’de yanlışlıka Galatasaray’ın şampiyonluk görüntüleri yayınlandı.

-GFB maraton kombinesi almak istedi, satışlar durduruldu.

-Emre haberleri basında yer almaya başladı.


HAZİRAN



-Kürekçiler şampiyon oldu.

-Başkan Fenerbahçe TV’de verdi veriştirdi, tribünlere ilk gözdağı verildi.

-Erkek Basketbol takımı şampiyon oldu.

-Zico Fenerbahçe’den ayrıldı.

-E Blok özel blok haline getirildi.

-Avrupa Kupasında tarih yazdık.

-Aragones Fenerbahçe’ye geldi.

-Burak Yılmaz Fenerbahçe’ye transfer oldu.


TEMMUZ


-Hasan Doğan vefat etti.

-Güiza Fenerbahçe’ye transfer oldu.

-Aurelio Betis'te

-Avusturya’da hazırlık maçından dönen takım otobüsü taşlandı.

-Emre resmi imzayı attı.

AĞUSTOS

-MTK maçında yaşanan olaylar sonrası kulübe fakslar yollandı, cebinde 15 YTL’si olmayan diye itham edilen tribün grupları yeni düzene karşı olduklarını bildiriler ile açıkladı.

-ŞL ön elemesinde MTK ve Partizan’ı eledik, gruplara kaldık.

-Kezman PSG’ne gitti.

-Mahmut Özgener TFF Başkanı seçildi.

-Şampiyonlar Liginde gruplara kaldık.

-Ümit Özat kalp krizi geçirdi.

-Josico Fenerbahçe’ye transfer oldu.

Herkes Mağdur

Lige ara verdik. Maalesef akılda kalan tek şey hakem hatalarıydı. Ama bakıyorum da Fenerbahçe dışında bütün takımlar mağdur. Şu lige neredeyse havlu atıyorduk sezon başındaki bariz hakem hataları yüzünden. Antep maçında Guiza'ya yapılan biçme girişimini es geçen, Kadıköy'de Alex'le ilişkiye girmek isteyen oyuncuya “yürü koçum“ diyen zihniyete rağmen 10 maçta 8 galibiyet ile geri geldik.

Bu dönem hakem hataları açısından inanılmaz şansız geçti. Belki 3-4 sezon boyunca anca gerçekleşecek uç olaylar bir yarıya sığdı. Ben çizgiyi geçti mi geçmedi mi tartışmalarının bundan daha fazla yaşandığı tam bir sezon hatırlamıyorum ki ilk yarıda daha ne kadarı oldu. Bu olay hakemlerin de bütün kimyasını bozdu. Nitekim Deivid’in füzesini gol saymayan hakemde ben art niyet aramam. Arayamam. Çünkü bir hakeme maç öncesi para verseniz, bu takımı katledeceksin deseniz bile o hakem o golü verirdi. Bu tamamen geçmiş haftalarda olan olayların psikolojik olarak hakemleri ne kadar yıprattığının göstergesidir. Şanssızlık. Allah ikinci yarı hakemlerimize yardım etsin.

Şimdi başta neden şikayet ettim peki? O bir tepkiydi aslında. Bakıyorsunuz GS-BJK maçına, yabacı oyuncu derdini anlatamıyor diye kırmızı kart görüyor. Maçın kaderi etkileniyor. BJK’li yöneticilerden GS aleyhine bir tane açıklama yok. Üstelik orada bile Fenerbahçe’nin maçına atıfta bulunuluyor. Şu yorumu kendi köşe yazarlarından dinledim: “Bunun adı Fenerbahçe kompleksidir. Bizi küçültüyorsun. Yeter Demirören.” Hakikaten inanamıyorum. Bu kadar silik bir başkan profili ben hayatımda ilk kez görüyorum. Çok dalga geçtiğimiz Özhan Canaydın’ın bile bir duruşu vardı. Benim köy kahvemden Hakkı Dedem yapardı böyle. Maçı izlerken tek bir hatada “Bu hakem satılmış Fenerbahçe’yi şampiyon yapacak bunlar. Belli her şey” diye dert yanardı. Üstelik maç Fenerbahçe’nin maçı olmazdı.

Önce Kadıköy’deki GS maçına bakın. Maç öncesi bir anda GS hakem hatalarından mağdur takım haline geliverdi. Keza BJK maçından önce de Ankaragücü-Fenerbahçe maçının hakemi değişmişti. Fenerbahçe yönetiminin bunda parmağı var diye dedikodular bizzat BJK başkanı tarafından çıkarıldı. Mağdur bir anda yine “kutsal ittifak” temsilcileri oldu. Gelelim TS’ye. Daha geçen haftalarda başkanları Bursaspor-TS maçını kastederek “lige balans ayarı çekildi“dedi. Son Eskişehirspor maçında da karşılığını aldılar. Ama hala konuşuyorlar. Yani mağdurlar. Bir sonraki maçları kimle? Fenerbahçe. Fenerbahçe ile oynayacak herkes mağdur. Hele Saraçoğlu’na geliyorsa duble mağdur. Tabii, kolay değil her sene her sene avuç yalamak. Aşınıyor.

Biz istemez miyiz TS ve BJK sonuna kadar yarışın içinde bulunsunlar? BJK başkanının ligden kopar kopmaz ”kupa bizim lig onların” tarzı iğrenç açıklamalarını duymak istemiyoruz. İkisinin de ikinci yarı GS’yi ağırlayacağının düşünürsek Allah onları yarıştan koparmasın. Biz kendi işimizi zaten görüyoruz. Ama midemiz bulanıyor. Her zaman yeni Sergenler, Cordobalar bulunuyor İnönü’de BJK’yi GS’ye madara edecek. TS’yi söylemeye gerek yok, içeride dışarıda 4 4lük(!) futbol oynuyorlar GS’ye karşı. Belki yarışta kalırlarsa biraz utanırlar, en azından onlara gönül verenlere karşı.
Son olarak Sivasspor’a bir paragraf ayırmak istiyorum. Başarıların için klasik tüm yorumcuların söylediklerine zaten katılıyorum. Ama iki şeye dikkat çekmek istiyorum. Daha doğrusu dikkatimi çeken iki demeci sizinle paylaşmak istiyorum. Birincisi Mehmet Yıldız’da fark ettiğim ve sonra diğer futbolcularda da gördüğüm, Bülent Uygun’dan bahsederken Bülent Ağabey demeleridir. Bu kadar güzel bir iletişim olabilir mi? Ama bence bu takımdaki başarının asıl sırrı Bülent Uygun’un şu sözünün altında yatıyor: “Bu takımda malzemecim ve ben dahil, herkesin yedeği var, hepimizin yeri dolar.” Helal olsun Asker Bülent. Yürekten selam olsun sana.

2009, hepimize Fenerbahçemizin başarılarıyla dolu bir yıl nasip etsin. Herkese selamlar, iyi seneler.

SERT

Trabzonspor Maçları Artık Derbidir

Fenerbahçe - Trabzonspor maçları derbi midir? Kesinlikle değildir. Derbinin sözlük anlamı şöyledir bu yüzden derbi değildir açıklaması yapmak niyetinde değilim, fakat Trabzon maçına derbi diyenide anlayamam. Büyük maç olabilir, önemli maç olabilir, geçmişten gelen olaylar yüzünden atmosferi farklı olabilir fakat derbi değildir. Bizim için derbi Galatasaray ve Beşiktaş maçlarıdır, gerisi faso fisodur.

Bugüne kadar bizim yönetiminde böyle düşündüğüne inanmışımdır her zaman için. Beşiktaş ve Galatasaray maçları için uygulanan fiyat politikasıda herşeyi açıkca ortaya koyuyordu. ŞL maçları, Galatasaray ve Beşiktaş ile oynanan lig maçlarında tarife her zaman en yüksek şekilde uygulanırdı. Trabzonspor maçları ise normal lig maçları kategorsinden satılırdı.

Yani, geçen sezon kale arkası bileti Anadolu takımları ile yapılan lig maçlarında 30 YTL'den satılırken, Trabzonspor maçlarında da bu uygulama değişmiyordu.

Normal bir taraftar olarak bu sene Anadolu takımları ile yapılan maçlarda kale arkası 44 YTL olduğu için Trabzonspor maçınında bu fiyattan olmasını bekleyebilirsiniz. Fakat işin aslı öyle değil ne yazık ki.

Yönetimimiz oturmuş, bakmış, hesap etmiş ve Trabzonspor'un bu sezonki performansını göz önüne alarak bu maçı derbi kategorisine sokmuş ve kale arkası fiyatınıda 66 YTL yapmış.

Biraz ucuzlatılsa kombine sahipleri mağdur olur diye düşünen yönetimimiz bu şekilde kombinenin avantajını bir kez daha ispatlamış oldu.

Başkanım kriz var, insanlar işten çıkarılıyor, benzinin bile ara sıra fiyatı düşürülüyor sen hala zam yapıyorsun.

Not:Bilet üzerine bu kadar edebiyat yapınca aklıma "Aziz Başkan açız, bize yardım etsene" pankartı geldi. Elinde olan varsa yollasın buradan paylaşalım.

29.12.2008

Adam Gidiyor

Kendi sitesinde açıklamayı yapmış, açık açık "ben gidiyorum" diyor.

2008'de Fenerbahçe I

Yıl biterken, amatörce 2008 senesinin Fenerbahçe ve spor camiası açısından önemli olaylarını şöyle derlemeye çalıştım. Mutlaka eksikler, hatalar vardır şimdiden affola...
OCAK

-Gündüz Tekin onayı kaybettik.

-Anelka Chelsea’ye transfer oldu.

-Altan, Hıncal KFY’nun ismine taktı.

-Cüneyt Koryürek vefat etti.

-Tümer Yunanistan’a gitti.

-Şampiyonluk yolunda önemli olan Sivas deplasmanında eksi bilmem kaç derecede tribünler galibiyeti soyunarak kutladı.

-Maldonado Fenerbahçe’de.


ŞUBAT

-Fortis Türkiye Kupasında Galatasaray ile eşleştik, resmi site maçı “şölen var” havasıyla duyurdu, beraberliği Kadıköy’de zor kurtardık. 0-0

-Lacivert tribün Galatasaray maçında polisin şiddetine maruz kaldı, yalnız bırakıldı, OFTAŞ maçında protestoya gitti.

-Pendik’le hazırlık maçı yaptık, kaybettik, gazeteler Maldonado fayda etmedi manşetleri attı.

-Fenerbahçe – Vakıfbank Güneş Sigorta maçında Başkan Aziz Yıldırım Caferağa’da taraftara “vurdurtmayın kendizi” dedi .

-Kadıköy'de Sevilla zaferi.

-GFB Migros’a kombine istiyoruz pankartını Kadıköy’de açtı.

-Kupa maçında Sami Yen’de kaybettik, Galatasaray kapalısını izlemek zorunda bırakıldık.

MART



-Unutulmaz Sevilla zaferini yaşadık.

-Şampiyonlar Liginde çeyrek finalde Chelsea ile eşleştik.

-Basletbol takımı TAU’yu yendi, çeyrek finale çıktı.

-İnönü’de Beşiktaş’ı 2-1 ile geçtik.

NİSAN


-Galatasaray taraftarı İstanbul’a gelen Chelsea’yi çiçekler ile karşıladı.

-Chelsea’yi Kadıköy'de yendik bitmesin bu rüya dedik.

-Erkek Basketbol takımı çeyrek finalde elendi.

-Londra'da Chelsea’ye elendik, teşekkür ettik.

-Ankaraspor maçında Kezman penaltı kaçırdı, şampiyonluk zora girdi.

-Ali Sami Yen'de kaybettik.

-Kezman’a "Are you player" dedik.

26.12.2008

kfy96.com



1 Ocak 2009'da açılıyor...

GFB 8, Grup CK 10 yaşında...

Nice yıllar, hep beraber omuz omuza...

Grup CK, onuncu yılı dolayısıyla çok güzel bir site hazırlamış. Fenerbahçe tribünün büyükleri, sevilen isimleri, rakip tribünler, taraftartlar yorumlarını yazmış. Hepsini teker teker okuyunca, CK'nın ne kadar sevilen,takdir edilen bir grup olduğunu görünce Fenerbahçe'li olarak gurur duymamak elde değil. Yaptıkları koreografiler sonrası bizler mutlu olup, gurur duyuyorduk fakat bunu diğer tribünlerden de duyunca insan bir kere daha "iyi ki varsınız" demeden edemiyor.
Şadan Kalkavan Mayıs kongresine aday olarak katılabileceğini açıkladı,ciddi bir aday çıkmasına sevinen oldu, işi şakaya vurarak gırgır geçen oldu.

Hem tribünde yaşanan sıkıntılar hem de hatalı olduğuna inandığım transferler sonrası Aziz Yıldırım'ı eleştirince bizde muhalefet haline geldik. Şimdi muhalefeti temsilen ortaya çıkan bir aday var fakat beklenen aday Şadan Kalkavan mı?

Ya da camiaya gerekli olan isim Şadan Kalkavan mı?

Şükrü Saracoğlu'nu Anıyoruz

23.12.2008

Fenerbahçe Vapuru


Fenerbahçe Vapuru emekliye ayrıldı diye insan üzülür mü? Üzülüyor işte... Belki o vapura her sabah binmişliğim yok, belki herhangi bir köşesinde aidiyet duygusu oluşturacak bir anımda yok fakat isminin Fenerbahçe olması, heybetli olması, gördüğüm zaman "bizim vapur" diyerek gülümsemem yetmez mi?

Şimdi kendisine yakışan yerde, Rahmi Koç müzesinde...

Not: Fotoğraf ekşisözlük'ten alıntıdır.

22.12.2008

Yılbaşında Ne Yapıyorsun?

En sevdiğim soru öbeği, bir Aralık klasiği...

Daha soran olmadı ama kesin dingilin biri soracaktır, şimdiden o kişiye sevgilerimi iletiyorum.

21.12.2008

Pazar Günü, Salon Günü

Önce Erkek Basketbol takımıyla başlayalım,

BANDIRMA BANVİTSPOR 79-112 FENERBAHÇE

Bayan Voleybolcularımız ile sevinmeye devam edelim,

BEŞİKTAŞ 0-3 FENERBAHÇE

Bayan Basketbolcularımız ile Caferağa'da üzülelim fakat iki defa uzatmaya giden mücadelenin hakkınıda verelim,

FENERBAHÇE 105-112 BEŞİKTAŞ

Caferağa'da dolu tribünleri, güzel tribün yapmayı özlemişiz.

19.12.2008

Açtık ellerimizi

-Nedense Konya - Fenerbahçe maçlarını televizyondan izleyince hep uykum geliyor. Artık yayından mı yoksa evin ortamından mı bilemiyorum ama herzaman bir uyku hali mevcuttur bu maçlar oynanırken.

-Önder'in attığı gol basını ve Fenerbahçe düşmanlarını artık tatil boyunca oyalar. Ofsayt mı değil mi, el var mı, hakem golü önce niçin vermedi.... Onlarca soru türetibilirler, meşgale çıktı, sevinsinler. Unutmadan bence gol kararı hatalı.

-Anelka'nın hala tartışılan pozisyonuda başka bir Konya maçında yine aynı kaleye olmuştu. Kaderin bitmek bilmeyen oyunu mu bu???

-Oktay Derelioğlu sen nasıl bir yorumcusun. O koltuğa kimler oturduda millet kabul etti ama sen bambaşka olmaya adaysın. Maç Başlıyor programın başında(maçtan bir saat önce) biletlerin pahalı olması normal, Anadolu kulüpleri bu maçlardan para kazanıyor sadece, stadta dolar diyorsun, maç başlarken bomboş tribünleri görünce "sahi biletler ne kadarmış ya, merak ettim şimdi" diyorsun. Yanındaki spiker olacak, sesi ergenlikteki çocuktan beter arkadaş ile süper bir ikili oluşturuyorsunuz.

-Bu sözümde Deivid'e. Gol atınca tribüne koşuyorsun, çok güzel hareketler bunlar fakat başkan kızmasın sonra.

-Aragones bu akşam liderlik koltuğuna oturmamızla beraber kesinlikle yırttı. Bu saatten sonra inanılmaz maçlar yaşamazsak sezon sonunu görür artık. Hatta biz böyle diye diye bu adam takımı şampiyon yapacak gibi bir his var içimde.

18.12.2008

Janti Abiler

Verona'lı janti abilerimiz. Sağdakinin süveteride güzelmiş hani :)

17.12.2008

Bir Tek Sana Tutuldu Bu Kalpler



Son günah keçisi KFY'dan gelsin...

Bir tek sana tutuldu bu kalpler
Sevdanın uğruna tanımaz hiç engel
Bizim için heves değilsin sen Fener
Aşkın bize yeter


Issız Adam şarkısı diye bildiğimiz Ayla Dikmen - Anlamazdın şimdi tribünlerde...

http://www.youtube.com/watch?v=3gxlnELln-k

GFB, Yürüyüş Düzenliyor

"Yaşanan bu gelişmelerin ardından sesimizi duyurmak, hakkımızı aramak kısacası tribünlerimize özgürlük sağlanması için 2009 Ocak ayı içerisinde (sömestre tatili) Ankara’ya Başbakanlığımıza gitme kararı aldık."

16.12.2008

Yeter Artık

Yönetimin dinmek bilmeyen taraftar düşmanlığı yeniden sahnede. Temmuz ayında haksız cezalar ile grubumuz üzerinde oynanmaya başlayan oyun ikinci perdesiyle karşımıza çıktı. Kadim dostumuz KFY (Kill For You) grubu lideri Hakan Özkaraca (Sarı Hakan) ve grup üyesi Engin Divrik hiç bir yasal dayanağı, kanıtı, şahidi olmayan uydurma bir senaryoyla cezalandırılmaya çalışılıyorlar. Hatta bir başka olay bahane edilerek Engin Divrik gözaltına alınıyor ve kendisine Eskişehir deplasmanına ilişkin bir suçlamada bulunuluyor.

Yönetimin isteğiyle belirlenen liste tüm hukuk kurallarını ihlal eden anlayış tarafından idari cezalara maruz kalıyor. Bu hak, hukuk dinlemeyen zihniyet devlet büyüklerinide kandırarak yalanlarla, iftiralarla süsledikleri senaryolarını hayata geçirmeye devam ediyorlar.

Dün GFB'ye, bugün KFY'ye yapılanlar yarın diğer tribün gruplarınında başına gelmeden bu hukuksuzluk karşısında sesimizi yükseltmeliyiz. Marsilya tribün grubu lideri Santos'a yapılanlara karşılık bir çok Fransız tribün grubu ve Fransa dışından tribün gruplarının dayanışması hepimizin aklında. Hatta Marsilya takımının bu dayanışma içindeki rolü de hepimizce bilinmekte ancak burada durum biraz farklı çünkü bu senaryoyu tezgahlayan bizzat kulüp yönetimimizdir.

Sayın Ali Koç'un açıklamalarıyla yumuşayan yönetim-tribün gerginliği ne yazıkki dün yaşananlarla yeniden başlangıç noktasına geri dönmüştür.
Eskişehir, Arsenal ve Galatasaray maçlarında tribünlerdeki sorunlarımızı ikinci plana atarak elimizden geldiğince takımımıza destek olmaya çalıştık. Ancak bu desteğimize karşılık olarak daha fazla yalan ve iftira dolu saldırılar devam etmiştir.

Mtk maçıyla başlayan senaryolar başta ağabeyimiz olmak üzere bir çok kardeşimizin haksız yere ceza almalarıyla devam etmişti. Bu dönemde tüm tribün gruplarımız ve özellikle kadim dostumuz KFY grubu bizlerle dayanışma içinde bulunmuş, gerek açıklamalarla gerekse tribündeki protestolarla aldığımız haksız cezalara karşı seslerini yükseltmişlerdir. Tüm grupların ortak hareket etme çabalarına o dönemde öncülük edenlerden Hakan Özkaraca'nın (Sarı Hakan Ağabey) çabalarıyla, girişimleriyle ve özverisiyle GFB'ye olan destek gittikçe büyümüştür.

GFB'ye olan desteğin büyümesi yönetimi rahatsız etmiş ve KFY grubundan arkadaşlarımız ve dostlarımız kulübe görüşmeye çağrılmışlardır. Ancak KFY grubu öncelikle GFB ile olan dayanışmayı düşünerek bu görüşmeyi kesin bir dille reddetmiştir. Tüm bunlar yönetim tarafından hazırlanan ve cezalandırılmaları için senaryoya dahil edilen isimlere KFY üyelerinide eklemiştir.

Antalyaspor ile oynanan lig maçı sonrasında Engin Divrik gözaltına alınarak kendisine ve Sarı Hakan Ağabey'e maç yasağı ve para cezası verildiği bildirilmiştir.

Bu haksızlıklar karşısında susmayacağımızı ve protestolarımızı büyüterek devam ettireceğimizi herkese duyuruyoruz.

Stadımızı kendi taraftarları için yasaklı bölge haline getirmeye çalışan zihniyet ne kadar iftira atarsa atsın ne kadar yalan senaryo üretirse üretsin bu mücadelemiz devam edecektir. Kendisine Fenerbahçeliyim diyen herkes seyirci değil taraftarsa bu mücadelenin
içinde görev almak zorundadır.

Tüm bu haksızlıkların son bulması, başta grubumuz ve KFY üyelerine verilen haksız cezaların kaldırılması için daha önce olduğu gibi tüm demokratik yolları kullanacağımızı ve haksız cezalar karşısında Başbakanlığımıza attığımız faxlar, mailler yönetimimizin devlet büyüklerini yanlış yönlendirmesi ile yine sonuçsuz kalırsa büyük bir yürüyüşle Ankara'da Başbakanlığa gideceğimizi tüm taraftarlarımıza duyuruyoruz.

Bu haksızlık karşısında susan bizden değildir.


Genç FENERBAHÇELİLER

15.12.2008

Pankartsız Tribün İstemiyoruz

Dün akşam oynanan maçtan geriye 3 puan dışında birde bu tezahürat kaldı.

Koca stadyumda UNIFEB ve Grup CK'nın maç öncesi açtığı "Formanın hakkını verenler asla yalnız kalmazlar" pankartı dışında farklı olarak birde maraton üstte zar zor açılan 1907 Gençlik pankartı vardı dün akşam. Pankart olması gereken yerler lacivert, taraftar olması gereken yerler ise sapsarı şekilde sırıtıyordu.

Fenerbahçe 2-0 Antalyaspor

14.12.2008

Sarı Melekler

Dün erkek voleybol takımının kaybettiği salonda bu sefer bayan voleybolcularımız kazandı.

Fenerbahçe 3 - 1 Galatasaray

Burhan Felek'te yine hüzün

Maçın günü ve saati güzel olunca düştük Burhan Felek yollarına. Belki yapılabilecek daha güzel onca şey varken çubukluyu yalnız bırakmıyorduk Burhan Felek'te. Maça çok güzel başlıyor 2-0'a getirirken salonun havası nefes almayı güçleştirdiği için "oh be bitiyor ve gidiyoruz artık" dediğimiz sırada Galatasaray tribünleri salon maçlarında en iyi yaptığı şey olan provakasyona başlıyor ve o ana kadar adeta şov yapan Fenerbahçe taraftarının ve takımının motivasyonunu yerle bir ediyordu. Uzun zamandır her salon maçında adet haline getirdikleri bu provaksyon bu sefer inanılmaz derecede işe yarıyordu. Karşı tribünde bulunan gri tişörtlü şişmanın tek başına sergilediği performans ile iki tribün kafa kafaya girmek için koştuğu sırada araya polis giriyor ve maça yaklaşık 20 dakika ara veriliyordu. Normalde koltukların sahaya atıldığı, bozuk para ve çakmağın yağdığı bir maçta polis tribünü boşaltırdı fakat bu sefer yarı yarıya olmamız dolayısıyla sadece olayların yatışmasını beklediler. Doğru olanda buydu bence, yoksa o heyecanla hiç beklenmedik olaylar çıkabilirdi bir anda.

Olaylardan sonra Galatasaray maça asılıyor setleri almaya başlıyordu. O salonda olabilecek en kötü şey oluyor ve maç beş sete uzuyordu. Korkulan oluyordu yani. Son set ha gayret derken Galatasaray maçtan 3-2 galip ayrılan taraf oluyordu.

13.12.2008

Sadece Alex mi?

-Alex
-Can Arat
-Maldonado
-Lugano
-Deivid
-Volkan Demirel
-Kerim Zengin
-Roberto Carlos
-Selçuk Şahin
-Tümer Metin

Haziran 2009 yaklaşırken...

12.12.2008

Son darbeyi beklemek

Acı gerçek şu ki içinde bulunduğumuz bu sezon yaşadığımız en kötü sezonlarından birisi. Geçen seneki başarıdan sonra Avrupa Mücadelesi bu sene hüsranla sonuçlandı. Süper Ligde şampiyonluk şansımız devam ediyor fakat kimse sonuçtan memnun değil. Kör topal, birazda şansımızla şimdilik idare edecek şekilde götürüyoruz. Kazanılması gereken maçları bir şekilde kazanarak, rakiplerinde sürekli puan kaybetmesiyle puan durumunda şampiyonluk adayı olarak gözüküyoruz an itibariyle.

Aragones’in gelişi, sezona kötü başlamamız, tribünde yaşanan gereksiz gerginlikler, Kadıköy’de gruplar dışında bulunan taraftarın yönetimi protesto etmesi derken bazı maçlar öyle bir hale geldiki ya bizi kurtaracaktı ya da daha beter hale getirecekti.

4. Hafta Fenerbahçe – Gençlerbirliği : Antep ve Hacettepe mağlubiyetleri, kimseyi tatmin etmeyen Partizan maçları ve deplasman Porto mağlubiyeti. Tribünün en çok kaynadığı dönemler. Gençlerbirliği Kadıköy’e avantajlı geliyor fakat kazanamıyor tam tersine 3 tane yiyerek evine dönüyordu.Ardından deplasmanda Sivas mağlubiyeti geliyordu zaten.

6. Hafta Fenerbahçe – Kayserispor : Gençleri Kadıköy’de yenip “oh be” derken ardından gelen Sivas mağlubiyeti ve Kadıköy’de golsüz biten Kiev maçı yine kafaları acabalarla doldururken rakip bu sefer Kayserispor’du. Mağlup olabilirdik ama bu kadar aciz olamazdık sahada. Nede olsa Fenerbahçe idi sahada olan. Ama takım öyle düşünmüyormuş meğer Kayseri’den 4 tane yiyordu. Bu maçta Kadıköy’ü olası protestoya karşı paralı askerler ve Anadolu’dan gelen dernekler dolduruyordu.Tek tip pankartlar, Kalamış’ta dağıtılan biletler derken kötü giden maçta Hep Destek Tam Destek pankartları bazı bloklarda yırtılıyor, Fenerium Alt tribün Başkan’a karşı tepki veriyordu. Taraftar dışarıda paralı askerleri bekliyordu.

7.Hafta Kocaelispor – Fenerbahçe : Maçtan önce biletler hakkında dedikodular çıkmış, direk kulübe satılacak söylentileri insanı çileden çıkarmıştı. Tribünde yaşananlara karşı yüzlerce taraftar Salı Pazarında toplanmış Kocaeli’ye akıyordu. Maç zaten sıkıntılı geçiyor, gidip geliyordu sürekli. Daha 7. Haftada Kocaeli bize son darbeyi vurarak acılar içinde bırakmak üzereydi. Son dakikada Semih çıkarak 3. Golü atıyor 3 puanı bize kazandırıyordu.

Şampiyonlar Ligi 3. Maçı Fenerbahçe – Arsenal : Kadıköy’de her şeyi unutup geleceğe umutlu bakmak için Arsenal’i ağırlarken takım Arsenal karşısında resmen madara oluyordu. Maç sonucu 5-2 biterken artık hafta sonu o sıralar lider olan Bursaspor’un bize son darbeyi vurmasını bekliyordu.

8.Hafta Fenerbahçe – Bursaspor : Tribünde Bursaspor taraftarı maçtan önce şov yapmaya başlamış, galibiyete kesin gözle bakarken Fenerbahçeli kombine sahipleri memur zihniyetiyle maça geliyordu. Ama sahada işler öyle yürümüyor Fenerbahçe adeta günah çıkartıyor, maçı 5-2 kazanıyordu. Biraz düzlüğe çıkmıştık artık.

10.Hafta Fenerbahçe – Galatasaray : Öncesinde Eskişehir’de beraberliği zor kurtarırken Galatasaray seneler sonra Kadıköy’e favori geliyordu. Galibiyete inanmayan veya bu düşüncesini dillendiremeyenler kazasız belasız geçmesi için dua ediyor, basında Aragones veya Skibbe için son maç diye alttan gazı veriyordu. Korkulan olmuyor, tam tersine yeniden diriliş başlıyordu. Seri on seneye uzuyordu…

Galatasaray maçından sonra ligde art arda galibiyetlerin gelmesi, Beşiktaş’ı yenmemiz ve rakiplerinde puan kaybetmesiyle zirveye iyice yaklaştık şu an için. En başta söylediğim gibi bir şekilde ligi idare eder duruma geldik.

Fakat bu hafta takımın Avrupa’ya veda etmesi ve Kadıköy’e haftalardır kaybetmeyen Antalyaspor’un gelmesi insanı yine tedirgin ediyor işte. Forumlarda ilginçtir ki toplu protesto önerileri yapılıyor, artık yeter deniliyor. Antalya maçı belki yukarıda sıraladığım maçlar kadar kritik gözükmüyor fakat camiayı germe potansiyeli yüksek bir maç olacak gibi duruyor.

11.12.2008

Asabiyet İstiyorum

Kazanmaktan başka çaresi olmayan ama kazanmaya da mecali olmayan bir takım vardı sahada. O çubuklu formanın herkese nasip olmadığının farkında olan sadece tribündeki veya ekran başındaki parasını verip formayı sırtına geçiren taraftardı. Son dakikaya kadar (parmaklarını)ısıran, (tabureyi) tekmeleyen, (duvarı) tırmalayan, (arkadaşının ayağına) basan yine taraftardı. Hadi forma aşkını, gururunu geçtim. Avrupa'ya, yani paraya, vitrine, prestije veda ediyorsun; hiç mi sinirlenmezsin? Soğuk ruhu bu kadar donduruyormuş meğer.

Yenilmeyi bilmek diye bir tabir vardır futbolda. Elinden gelenin en iyisini yapıp kaybetmektir daha Türkçesi. Tribüncede ise şu tezahürat verir aynı anlamı: "Yenilsen bile maçın sonunda sırılsıklam olsun o forma". Yaşım gereği çok eskiye gidemiyorum. Ama yakın tarihten kulağımda kalan çok önemli bir söz var. Şu an sevilip sevilmediği tartışmaya açık Tuncay Şanlı'ya ait olan söz şu: "Maçta hiçbir şey yapmıyorsam koşarım". Bu duyguya sahip kaç oyuncu vardı sahada?

Maçın ilk kartını 80. dakikada görüyoruz. Gören oyuncu kim? İlhan Parlak. Yorumsuz.
Yani eskiden altyapılarda top oynamış biri olarak biraz amatörce şunu söylüyorum. O dakikaya kadar hiçbir şey yapamadıysam gider koşarım. Pozisyon gereği (!) adama çift dalarım. Göreceğim kartında sinirlerimin üzerinden aldıklarıyla rahatlarım. Tabi soğuktan sinirlerim donmadıysa. Bu kadar profesyonellik fazla. Biraz amatör olmak lazım. Orta sahanın göbeğinde oynayan adamın faul yapacak kadar bile kapasitesi yok, o da ayrı bir olay. Ben şu formanın nasip olduğu Maldonado isimli oyuncuyu görünce kararımı verdim. Futbola yeniden başlıyorum. Hedefim bir gün Fenerbahçe forması giymek (!) .

Her şeyin hayırlısına inandık sene başından beri. Belki de hayırlısı olmuştur diyelim lige dönelim. Yüreğimizdeki acıyı içimize gömelim. Sağlıcakla...

SERT

6.12.2008

İyi bayramlar

Bayram boyunca kapaliyiz.

Herkese iyi bayramlar...

Denizli'den 3 Puan

Oynanan futbolun kaliteside, Denizlispor'da, Fenerbahçe'de tam beklediğim gibiydi. Beklentimin dışında kalan kısım ise hakemin maçı bu kadar katletmesi ve bizim tribünlerin güzel performansıydı.

Sondan başlayalım, iyi bir tribün beklemiyordum açıkcası. Maçın Cuma günü olması, İstanbul'dan katılımın düşük olması ve mesafeden dolayı böyle bir yargıya varmıştım, yanılmışım. Giden herkesin ayağına,yüreğine sağlık. Aynı şekilde Ege bölgesinde bulunup maça gidenler içinde geçerli bu söylediklerim. İyi tribün dedik fakat bunda Lig TV ve uzay üssü gibi olan, muhteşem, Piero'lu zart zurtlu canlı yayın ekibininde etkisi olabilir. Söylenenlere göre Lig TV antu.com'un başlattığı Lig TV'ni iptal et kampanyasından dolayı biraz geri çekilmiş durumda. Şöyle diyelim, Fenerbahçe taraftarına iyi gözükmek için türlü atraksiyonlar içine de girmiş olabilirler. Özellikle Fenerbahçe taraftarının alışılagelmişten fazla ekrana getirilmesi, meşalelerin daha fazla gösterilmesi gibi senelerdir söylediğimiz mikrofon dalgasıda bu sefer bizim tribün için geçerli olabilir. Sonuçta meşaleleri göstermesede, mikrofon koymasada Fenerbahçe tribünlerinin Türkiye'de en iyi deplasman yapan tribün olduğu gerçeğini değiştirmez.

Hakem başlı başına facia. Vermediği gol zaten ortada. Yatıp kalkıp maçı Fenerbahçe kazandığı için dua etmeli bu hakem grubu. Son dakikada bir gol yeseydik bayram boyunca her ortamda kulakları çınlatılırdı yoksa. İyi yırttılar bu konudan. Öteki verilmeyen fauller, ofsaytlar alıştığımız şekilde Türkiye gerçeği olarak devam ediyor.


Fenerbahçe hala oynamıyor, karşısındaki rakipte oynamayınca bir şekilde kazanıyor maçı. Şu maçı 3-0 kazansakta değişen bir şey olmazdı zaten. Gerçekler Şampiyonlar Liginde yüzümüze bir bir çarpıyor. Zorlu deplasmanlarda da acıtmaya devam ediyor.

Birde maçta 7 yabancı hadisesi yaşanıyorduki artık Selçuk mu Vederson mu kim uyardıysa helal olsun kendisine.

"maçın 58. dakikasında fenerbahçe'de emre ve deivid'in oyuna dahil olduğu, vederson ve josico'nun ise çıktığı sırada, fenerbahçe'nin 7 yabancıyla sahada yer almasının selçuk'un uyarısıyla son anda önlendiğini ve bu durumun fenerbahçe'nin yıllar önce 1 yabancı oyuncu fazla oynattığı maçı akıllara getirdiğini belirten gazetecinin konuya ilişkin sorusuna karşılık koç, "selçuk gerekli uyarıyı yaptı. burada 4. hakem ısrarla yabancı oyuncumuzu sahaya sokmak istedi. ancak bu hatayı yapmadık"

Denizli sevilmeyen bir deplasman olmasına rağmen sonuç olarak bayram öncesi yüzümüzü güldürdü diyerek şimdilik burada nokta koyalım.

Denizlispor 0-1 Fenerbahçe

5.12.2008

Aman Başkan Görmesin

3.12.2008

Alex - Wederson


Fotoğraf 15 Ekim 2006'da oynanan Ankaraspor - Fenerbahçe maçından. Maçın ilk yarısı Fenerbahçe'nin 2-0'lık üstünlüğü ile tamamlanırken, ikinci yarıda Ankaraspor iki gol bularak maçı 2-2'ye getiriyordu.

Fotoğrafı anlamlı kılan ise sahadan üzgün bir şekilde ayrılan Alex, arkada ise bu beraberlik sonrasında muhtemelen formasını isteyen çocuğu reddeden Ankarasporlu Wederson.

2.12.2008

Kadıköy'de Final


2009 UEFA Kupası Finalinin tanıtımı bugün yapıldı. Belki Fenerbahçe'nin, belki Galatasaray'ın, belki de iki alakasız takımın oynayacağı bu final mücadelesinin bilet fiyatlarıda 75,100,130 Euro olarak belirlenmiş. Bilet başvuruları 5 Aralık'ta TFF sitesinden yapılacak. Kişi başı limiti iki olarak belirlenen biletlerden bir şekilde almak gerekiyor.

İstanbul'da oynanan 2005 Şampiyonlar Ligi Finaline dağbaşında diyerek gitmeyen ve hala deliler gibi pişman olan bünye böyle bir finali, hemde eve yürüme mesafesinde olan finali kaçırmamalı. İmkanınız varsa sizde kaçırmayın, insan sonra çok üzülüyor.

Hamiş : Bak şimdi duygularım depreşti. Sen kalk Fenerbahçe'nin oynayacağı normal bir lig maçı için otobüs tepelerinde nerelere git, ama en güzel finallerden biri olan Liverpool - Milan maçı için Olimpiyat Stadına gitme. Büyük salaklık yapmışım. Hemde çok büyük...