Emniyet Sahaya Üçlü Çektir Cimboma

Kadıköy'de 10 dakika sonra polis tarafından tribünler boşaltılırken ASY'de bir saat boyunca GS kapalısını izledik çevik kuvvetle beraber. Tek farkımız biz kafeste onlar ise sahadaydı.

Cücü için bişey söylemeye gerek olduğunu düşünmüyorum. Daha uzun süre kulakları çınlar heralde.

10 kişi kaldıktan sonra ne yazık ki kazanacağımıza dair içimde pek bir umut yoktu, ta ki Gökhan Gönül'ün o muhteşem golüne kadar. Ama gel gör ki Ümit Karan'ın golünden sonra "sap" gibi kaldık yine ortada.

Haftaiçi çekirdekçiler pek fazla olmaz diye düşünmüştüm, yanılmışım ne yazık ki. İstanbul deplasmanlarında da çekirdekçilerin sayısı giderek artıyor.

Erken Yatmak Lazım

Erkenden yatalım, sabah erken kalkalım, Biletix gişesi önünde sıraya girelim. Yoksa bu bünye uykusuz bir gün geçiremez. Ruh gibi dolaşır ortalıkta. Önlü arkalı fotokopilerimizide hazırlayalım, sabah kırtasiye aramayalım. Şöyle yapalım, böyle yapalım, lım, ım, m....

Uzun lafın kısası, turnikeler değişmiş, kırılmaz falan yalan olmayalım diye sabah erkenden Biletix'deyiz. Çarşamba günüde Ali Sami Yen'de.

Rambo Okan

Başlı başına bir fenomen Rambo Okan. Fenerbahçe tribünleri tarafından Uche'ye olan sevgisiyle bilinsede asıl şöhreti Ali Sami Yen'deki icraatı ile yakaladı. Bakırköy'de yattığı sırada "maça gittim, gelicem" diye not bıraktığına dair hikayeler hep anlatılır ama gerçekliği var mıdır bilemem. Bir dönem magazincilere iyi malzeme olmuştu, gece kulüplerinin çıkışında tek başına şovunu sergiliyordu Rambo Okan. O hikayede üstü açık bir arabada giden hatunu aşağıya çekip, düşürünce yalan oldu. Gerçi sonra bizim Rambo'nun suçu olmadığı anlaşıldı ama iyi malzeme çıkmıştı televizyonlara, e haliyle onlarda kullandılar bunu. Hala taraftarın sevglisi, Rambo Okan'ı o. Tek fark o da geçen yıllara yenilmiş artık. Yaşı kaç bilmiyorum ama Bursa maçından önce sohbet etmeye çalıştım kendisiyle. Dikkatimi tek çeken yamuk yumuk olmuş suratıydı Rambo'nun.

Migros'a Kombine İstiyoruz

GFB'nin maçtan önce açtığı pankartta yazıyordu. Nasıl soktularsa içeriye helal olsun valla.

Birileri hala uğraşıyor tribünler için. Şeref tribünüde görmemekte ısrar ediyor hala.

ALKIŞLAMAK yakışır, bu büyük seyirciye

Bursaspor 2-0 yapmış, bi alkış kopuyor stadtan. Bunlar geçen sezon Galatasaray'ın Şampiyon Fenerbahçe'yi alkışlamasını bekleyenler heralde. Kardeşim sahada Fenerbahçe var, Fenerbahçe. Ve yeniliyor. Alkışladığın takım ise senin rakibin, seni şampiyonluk yolunda üç puandan ediyor. Allah akıl fikir versin, bana da çok para...

Bursaspor Taraftarı

Stadın bizim stad olduğunu bilmesem diycem ki deplasmana geldik. Bursapor taraftarı büfelerde, dönercilerde hatta Fenerium'da. Kardeşlik ayağına bu kadarına yuh artık.

Dışarda kardeşiz diye takılanlar içeri girince dümdüz gidiyorlar. Nasıl kardeşlikse.

Fenerbahçe - Bursaspor

Kaybedilen üç puan. Bilmem kaç maç sonra Kadıköy'de kaybetmişiz, en son 2006'da yine Bursaspor kazanmışta...

Öyle bir havalardaydık ki iyi oldu aslında. Eyvallah, olmadık işler yapıyoruz Avrupa'da, kendimizi aştık ama annemizin liginde başarıya ulaşamazsak seneye otururuz İstanbul'da. Belki biraz aklımız başımıza gelirde Çarşamba akşamı Ali Sami Yen'de adam akıllı oynarız.

Teşekkürler

24 saat içinde arabayla 900 km'den fazla yol, ucu ucuna yetişilmiş bir maç, tribünde tüyleri diken diken eden bir şaheser(CK&UNİFEB bu işi aştı artık), bir şampiyonlar ligi klasiği Edu,efsane olmaya aday bir Semih Şentürk golü ve umutların İspanya'ya taşınması.

Seyirci mi?
Değişen birşey yok.

"Kısa Bir Ara" uzadı

Üç dört gün demiştik ama bir haftayı bulacak gibi. Tarihte verelim dönüşümüz için; Sevilla maçı sonrası buradayız yine efendim. Tabi Çarşamba günü kötü hava şartlarına rağmen şehirdışından dönüp, maça yetişebilirsek.

Kısa Bir Ara

Üç-dört günlük kısa bir ara verelim. Dönünce kaldığımız yerden devam ederiz.

Ercan Saatçi

Ercan Usta'nın 5 Mayıs 2002 tarihli köşesinden(Fenerbahçe-Diyarbakırspor maçı sonrası). Büyük Üstad aradan geçen altı sene içerisinde kendini geliştirdi ve koca koca başlıklarla toplasan 10 cümle etmeyecek maç yazıları yazmaya devam ediyor.

Makarayı bırakalımda, stajyerlik dönemlerinde daha düzgün yazılar yazıyormuş Ercan Saatçi. Acaba yeni damat-yazar vermenin olduğu tedirginlikle mi böyle yazıyordu yoksa artık kendini yinelemekten bıktıda mı böyle yazıyor tartışılır. Babasının köşesi nede olsa.

Numaralı

2000-2001 sezonundan "numaralı" tribün.

"Mustafa Denizli şampiyon yap bizi" tezahüratına karşılık "Naylon Mustafa" seslerininde ilk yükseldiği numaralı.

Her zaman için çok farklıydı. Hele F Blokta bulunan abiler,bayrakları ve açtıkları pankartları.

Oleeeey Mateja Kezman II

Gol atmaya da, bize koşmaya da devam et. Biz sabaha kadar haykırırız senin adını zaten.

Oleey Mateja Kezman

Tadını çıkarmak lazım

Berabere kaldı,
Hemen gö*ü kalktı,
Ananı *******,
17 gün kaldı.

Kazanınca herşey ne güzel oluyor, tüm dertler bir anda unutuluyor. Keyifler yine yerinde. Şimdi sıcak bir çay eşliğinde Rıdvan Dilmen'i izleyelim bakalım.

Not: 45 dakika boyunca yerinde oturup, protestoya katılan CK ve UNIFEB'e helal olsun. Keşke tek ses olabilseydikte tüm gruplarda katılsaydı bu eyleme.

İzlemek Lazım

Futbola bağımlı bünyeler içersinde Danny Dyer ve Football Factory filmini bilmeyen yoktur heralde. Daha sonrasında ise The Real Football Factories adı altında Danny abimiz ülke ülke dolaşıp olayın belgesel kısmına girmiştir. İngiltere, İskoçya, Arjantin, Rusya derken yolu bizim buralarada düşmüştür. Geçen sene görüntüler Youtube'a eklendiğinde ooo, uuu olmuştu herkes. Yaklaşık iki aydır Discovery Channel'da devam eden serinin bu haftaki durağı ise Türkiye. Fenerbahçe Galatasaray rekabetini KFY ve Ultraslan üzerinden anlatan Danny Dyer İzmir'de Karşıyaka-Göztepe olayınada giriyor. Bakalım Discovery Channel belgeselinin Türkiye ayağını makaslamadan yayınlayabilecek mi?

11 Şubat 2008
Discovery Channel 22:00

Öylesine

Bir anda herşeyden soğumak, nefret etmek. Korkmak, ne olacağını bilemeden beklemek.

Yoksa yine mi?

Hoş olmadı, farkındayım

10.02.2008

Kabul ediyorum, Caferağa'da olanlar ile ilgili yazdıklarım pek hoş kaçmadı. Bir anlık sinirle yazılmış olsada, sakin kafayla bakıyorum da hiç yakışmamış. Daha aklı başında davranıp, daha uygun çözümler bulmak gerekiyor.

İkinci Pendik Faciası

Sevgili basınıma, medyama yakışan başlık. Dandik bir hazırlık maçını bile "facia" olarak nitelendiren zihniyet. Öpüyorum hepsini alnından.

O değilde akşam haberlerine meze olduk yine. 9 sene önceki maçın görüntleri eşliğinde haberlerdeyiz bu akşam. Forumlarda, sözlüklerde ise hafta boyunca kutlanması bekleniyor ikinci Pendik faciasının.

Not: Sanki Pendik'le geçtiğimiz yıllarda bir hazırlık maçı daha yapmıştık, ben mi yanlış hatırlıyorum acaba? Hatırlayan varsa mail veya yorum kısmından ulaşırsa hatamızı düzeltelim hemen.

Baran Y. mail göndermiş, maçla ilgili fotoğrafta eklemiş. Teşekkür ederim kendisine.
İsimsiz kardeşime de öyle.

"11 Eylül 2006 Pazartesi

Fenerbahçemiz Pendikspor ile yaptığı hazırlık maçını 2-1 kazandı.39. dakikada Pendik Volkan'ın golü ile 1-0 öne geçerken, Fenerbahçemiz PAF Takımımız'dan Alper'in attığı golle 58. dakikada beraberliği yakaladı. Karşılaşmanın sonucunu ise 71. dakikada Semih attığı gol ile 2-1 olarak belirledi.
Fenerbahçemiz karşılaşmaya PAF takımımız ve Antalyaspor maçında forma giymeyen oyuncularımızdan oluşan bir kadro ile çıktı.
Antalyaspor maçında forma giyen oyuncularımız ise antrenörümüz Santanna yönetiminde bir çalışma yaptı.
Fenerbahçemiz Randers maçı hazırlıklarını saat 18.00'de yapacağı idman ile sürdürecek."

Yönetimin Lacivert Tribün Açıklaması

Lacivert Tribünün tepkisinin basında yer bulmasından sonra yönetim bugün bir açıklama yaptı. Açıklamanın içeriği somut bir adım bekleyen taraftarı pek memnun edecek cinsten değil. Sadece "açıklama" yapmış olmak için hazırlanmış gibi geldi bana nedense. Belki de yapılmasını beklediğimiz açıklamadan daha fazlasını beklediğimiz için yavan kaldı. Bakalım ilerleyen günler neler gösterecek.

" Türkiye'nin en modern stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumumuzda son dönemde bazı maçlarda emniyet güçleri ile taraftarlarımız arasında yaşanan bir takım olaylar yönetimimizi de son derece üzmektedir. Fenerbahçe Spor Kulübü evinde maçı izleyenden, localardaki taraftarına ve stadyumun herhangi bir noktasındaki bir Fenerbahçeliye karşı eşit mesafededir ve taraftarına karşı sorumluluklarının bilincindedir. Amacımız stadyumumuza gelen tüm taraftarlarımıza rahat, konforlu ve güvenli bir ortamda maç izlettirmektir.

Bu noktada son dönemde bazı tribünlerde yaşanan ve taraftarlarımızın zor durumda kalmasına neden olan olaylar ile ilgili olarak yönetimimiz emniyet güçleri ile en üst düzeyde temasa geçmiş ve görüşmeler yürütmektedir. Bir takım sıkıntılar ve güvenlik problemlerinin bundan sonra da yaşanmaması için yönetimimiz maksimum düzeyde çaba göstermektedir. Taraftarlarımızın huzurlu ve güvenli bir biçimde maçlarımızı izleyebilmeleri için gereken her türlü önlem alınacak ve uygulanacaktır. Taraftarlarımızın da bu noktada gerek yönetimimize gerekse emniyet güçlerine yardımcı olacaklarından şüphemiz yoktur.

Fenerbahçe Spor Kulübü "

http://www.fenerbahce.org/icerik/haber/10606/

İslam Çupi

7 sene oldu.
7 Şubat 2008 Perşembe günü mezarı başında anılıyor İslam Çupi.

Topkapı Maltepe Kabristanı
Saat: 11:00

Kennet Andersson

Kennet, Kennet, Kennet Andersson,
Andersson, Andersson Kennet Andersson

Hakan Şükür için beş yıl daha oynar demiş Hürriyet'e. Haberi boşverelim biz Kennet'e bakalım.

Mustafa Denizli döneminde geldi Fenerbahçe'ye. Dört senelik hasret döneminden sonra kazanılan şampiyonluğun mimarlarındandı. Sakatlanana kadar iyi işler yapmıştı, ilerleyen yaşınında etkisiyle sakatlıktan sonra eski formunu yakalayamadı. Yine de güzel anılarla ayrıldı. Uğruna İsveç bayrakları vardı numaralı tribünde. Jübilesinide Kadıköy'de 2001-02 sezonun son maçı olan Diyarbakır maçında yapmıştı.

Lacivert Tribün Oftaş Maçına Gelmiyor

Lacivert Tribün, Galatasaray maçı sonrası polisle yaşanan olaylardan dolayı Oftaş maçına gelmeme kararı aldı. Hoş olmayan bu olay sonrası böyle bir kararı cesurca alabilen lacivert tribünü kutlamak gerek. Yalnız kalmamaları dileğiyle, helal olsun Lacivert Tribün.
Detaylar : http://www.antu.com/AntuHaberOku.aspx?ID=9040

Fenerbahçe - Galatasaray IV

Trabzon maçından sonrada yönetimin deplasman seyircisine çay servisi yaptığı yönünde haberler çıkmıştı. Şimdi aynı haberin Galatasaray versiyonu yapılmış. Haber burada. Gerçeklik payını bilemiyorum fakat centilmenlikle, iyi niyetle, enayilik arasında bir çizgi olduğunu biliyorum. Galiba bilmeyenler var. Senin futbolcuna, taraftarına bıçak, su borusu, pet şişe, koltuk atanlara su ve çay vermek senin neyine.

İçerde büfe yok mu gitsin alsın oradan.

Fenerbahçe - Galatasaray III

Tribünlerimizin kötü olduğu bilinen bir gerçek. Fakat dün akşam kötüden de öte bir durum vardı. Birde buna Galatasaray'ın beklenmedik performansı eklenince tabiri caizse aval aval seyrettik ne yazık ki. Ama geceye damgasını vuran yine Grup CK ile UNIFEB oldu.

Fenerbahçe - Galatasaray II

Servet Çetin,

Bu kulüpten ekmek yedin, çubuklu ile mücadele ederken yeri geldi küfürde yedin. Semih'le beraber oynadın, oyunun içinde olan bir pozisyon sonucu adamı biçtin geçtin. Ama sen ne rezil bi adammışsında haberimiz yokmuş.

Sana sövülürken ellerini açıp alkış yapmak nedir be kardeşim?

Hoşuna mı gitti yoksa iplemiyorum anlamı mı taşıyordu?

Fenebahçe - Galatasaray I

Bir haftadır şişirdiğimiz Türkiye Kupası'nın ilk maçı Kadıköy'de oynandı. Kendi adıma konuşmam gerekirse korkulan olmadı diyebilirim. O çok korktuğumu ifade ettiğim ciddiyetsizliklerin son bulması için yerinde ve tadında bir uyarı oldu bizim kulübe 0-0'lık skor. Futbol adına konuşacak fazla birşeyimizin olmaması gerekiyor diye düşünüyorum. Sonuçta çatır çatır oynayan bir Galatasaray ve bizi iyi futbola alıştıran Fenerbahçe'nin aksine kötü oynanayan Fenerbahçe vardı sahada. Beraberliği stadta meşaleler eşliğinde kutlayanları tebrik etmek kalıyor bize. (Ayıboğan diye çağrılmaktan zevk alan mahlukat dışında tabi)

Maça doğru

Biletler cepte, paramız tamam, yol parası için bozuklar itinayla hazırlandı, atkı çekiştire çekiştire uzadı ama "uğur,totem" kontenjanından o da boynumuzda. İlk günkü heyecandan birşey kaybetmemişiz anlaşılan. Hala aynı duygular, ya bişey unuttuysam endişesi.

1-0 olsun bizim olsun.

Resmi Site

Böyle birşeye gerek var mıydı acaba? Genellikle antu.com yapar böyle süslü püslü girişleri, antu'yu bizden çok takip eden rakipler kadar bizlerde alışığız ama resmi siteden yapılmasına gerek var mıydı?

Daha kura çekildiği gün "Şölen var" başlığı ile haberi duyuran resmi siteden beklenen bir davranış aslında. Daha önce söylediğim gibi, ne olursa olsun Galatasaray'la oynuyoruz. Sonucu belliymiş falan geçiniz efendim. Hani o 80'de Johnson'ın koyduğu maç var ya, ondan öncede Galatasaray tarafı böyle saçma sapan açıklamalar yapıyordu. Osman Tanburacı TV'de "bu maçta herşey olur ama Fener kazanamaz" diye demeç veriyordu. Sonuç ise ortada.

Konudan sapmadan toparlayalım hemen. Resmi sitenin yaptığı girişte yazanlardı asıl mevzu. Çok güzel diyen var, taraftarı yönlendiriyorlar bravo yönetim diyende var, benim gibi saçmalık diyende var. Karar size kalmış.