31.01.2008

Savcılar Nerede?

"Savcılar Nerede?" diye sormuş Hıncal Uluç bugün. Çok değil, iki hafta önce Altan Tanrıkulu ile ilk salvoyu yapmıştı, bizde burada değinmiştik.

NTV'de yaptığı çağrı savcılara ulaşmamış olmalıki, bu seferde köşesinden yineliyor bu isteğini. İlk çağrısından sonra kulakları epey bi çınlamıştı Hıncal Uluç'un Urfa maçında. Bugünkü yazısında ise KFY'nin yanında Beşiktaş Yönetiminide hedef göstermiş. Kolay gelsin Hıncal Uluç.

30.01.2008

Derbi Öncesi Ciddiyetsizliği Hiç Sevmem

Başlık Güven Kıraç'ın seneler önce oynadığı reklam filminden arak gibi oldu ama gerçekten sevmem. Hele son senelerde Kadıköy'deki her Galatasaray maçı öncesi atarız, koyarız, beşler yollarız gibi ifadeler artık midemi bulandırıyor ve beni korkutuyor açıkcası. Son dönemlerde Kadıköy'deki Galatasaray maçları öncesi çevremdekilere "bu sefer patlayabiliriz, bak çok favori gösteriliyoruz,bu işler belli olmaz" dediğim zaman millet hak verirdi ama son 2-3 maçtır "hadi lan sende, her maç aynı terane" moduna girdik.

Ben yine de temkinli olmaya devam edeyim. Forumlarda, gazetelerde okuyoruz. Galatasaray'ı rakipten saymıyormuşuzdan tutunda yalan yanlış bahis oranlarına, bu sefer fark kaç olur gibi aptal anketlere kadar saçmalık almış başını yürümüş durumda.

Pazar akşamına kadar bu saçma muhabbetlere yine katlanmak zorundayım anlaşılan. Kazanırsak herşey unutulur gider nasılsa, ama tersi olursa o zaman epey bir madara oluruz işte. Birde Galatasaray Ankara maçına çıktığı kadro ile gelipte bir sürpriz yaparsa o zaman görürüz eğlenceyi.

29.01.2008

Oleeeey Mateja Kezman

Sivas'ta attığı golden sonra ne güzelde koştu taraftara. Sen hep gol at, hep bize koş, bizde Mateja Kezman diye haykıralım.

Ne farkın kaldı onlardan?

Maldonado transferi ile ilgili bir iki şey karalamak için blogu açmıştım ki yabancı sayısının arttırıldığı haberini okuyunca yazacak hiçbirşey bulamadım.

Hem Ulusoy'u devirmek için bugüne kadar savaş ver, bu yolda çok fazla şey kaybet, ondan sonra Ulusoy'un giderayak oy için yaptığı bu asisti Maldonado transferi ile gole çevir. Transferide Fenerbahçe Televizyonunda Ulusoy'a methiyeler düzerek kutla.

Herkesin kirli olduğunu, herşeyin pis olduğunu biliyoruzda bu kadar açık olmaz be bazı şeyler. Ne farkın kaldı şimdi kupayı alıp Haluk Ulusoy'un babasına götürenlerden.

Zavallı Biletix

Biletix'i oldum olası sevmem, hep mecburiyetten işimiz düşer, onlarda bunu bildikleri için öptükçe öper biz sevgili müşterilerini.

Galatasaray maçına bilet almak için yaklaşık iki saat önce Biletix'i aradım(internet sitesinden almak isteyince kongre kart ve taraftar kart numarasının yanında kimsenin bilmediği bir şifre sorduğu için hiç bulaşmıyorum)İsteğimi belirttikten sonra telefona cevap veren görevli bayan "internetten ve telefondan kongre üyelerine satış yapamıyoruz, kongre üyeleri ancak gişelerden kendileri gidip bilet alabiliyor" diye akıllara ziyan bir açıklama yaparak bilet satışı yapmadı. O sırada kapı çaldığı için "peki" diyip telefonu kapatmak zorunda kaldım.

Yarım saat sonra Biletix'i tekrar aradım, fakat bu sefer ararken telefona cevap verecek görevliyi dağıtmaya programlanmış şekilde telefonu çevirdim, Fenerbahçe Yönetimine kestiğim faturanın hıncını Biletix elemanından çıkartmaya kararlıydım. Hiçbirşey olmamış gibi isteğimi belirttikten sonra görevli gayet normal bir şekilde işlemleri tamamladı. Satın alma işlemi tamamlandıktan sonra önceki telefon görüşmesinde gerçekleşen hadiseyi belirttim.Kendilerinde böyle bir bilginin olmadığını belirtip, yanlış anlaşılma yaşanmış olabileceğini söyleyip, özür diledi. Ya ilk telefona cevap veren eleman bizimle kafa buldu(tüm görüşmeler kayıt altına alınıyor, böyle birşey olamaz heralde) ya da kongre üyelerine telefon ve internet üzerinden satış durduruldu fakat birinin haberdar olduğu şeyden ötekinin haberi yok.

28.01.2008

Kabul olacağını bilseydim

Sabah en masum dileklerimle Galatasaray veya Beşiktaş'ın çıkmasını istemiştim kuradan. Eğer kabul olacağını bilseydim başka şeylerde isterdim yukardakinden.

27.01.2008

Baba kafayı mı yedin o soğukta sen...

Sivasspor maçının son dakikaları. Maç kopmuş artık, kamera Fenerbahçe tribünlerine bir dönüyor, üstlerini çıkarmış kelli felli adamlar bağırıyorlar,

"Her zaman, heryerde, en büyük Fener"

Tanıdık, bildik isimler hep. Onları gördüm, ben üşüdüm buradan. Ağızlarına, yüreklerine sağlık :) ...

Uğur Boral maçtan sonra NTV'ye konuşuyor. Maçın kısa bir yorumu ardından da Kadıköy seyircisine sitem. Taraftarlarımız bizi ıslıklamasın, bize destek versin diye. Sen istediğin kadar televizyondan derdini anlatmaya çalış Uğur, haftaya yaptığın en ufak bir hatada ana avrat küfür yiyeceksin yine kendi evinde. Zico seni oyundan alırken yuhalanacaksın. Sonra yine aynı sahneler tekrarlanacak. Ta ki yönetim yaptığı yanlışı anlayana kadar bu olay böyle devam edecek ne yazık ki.

25.01.2008

Tümer Metin

Çubuklu formayı giymiş, o forma için mücadele eden herkese saygım sonsuzdur. Kendini kabul ettirmeye çalışıyor gibi gözüktü bana hep, attığı gollere sevindim ama kanım bir türlü ısınamamıştı. Neyse artık yolu açık olsun.

Yunanistan'da kafası rahatken umarım birşeyler yazıp kitap haline getirirde bizde okuruz, ya da geniş bir röportaj verse basına falan. Hem gündemde kalır, hem de biz bazı sorulara cevap buluruz belki.

Pazar'ı beklerken...

Uzun zaman sonra ilk defa Fenerbahçe'nin bir Anadolu takımı ile yapacağı maçı bu kadar heyecanla bekliyorum. Sanki derbi bekler gibi. Eminim benim gibi olanların sayısıda pek az değildir.

Bir süre önce Sivasspor mu Fenerbahçe mi ikileminde olduğumu yazmıştım.

"Fenerbahçe yarıştan koparsa desteklenecek takım tabi ki Sivas olacak ama ya baş başa kalırsak..."

Sivas'lı falan değilim, hiçbir şekilde akrabalık bağlarımda yok. Ama şöyle bir durum var, artık aklımda hiçbir tereddüt yok pazar günü için, rengimde cevabımda belli. Bülent Hoca'ya ayıp olacak ama bana ne lan Sivasspor'dan. Galiba duygusal bir anıma denk gelmiş olmalı ki böyle bir tereddütte kalmışım.

Dondurucu soğuk ve maçın ertelenmesi ihtimaline rağmen Sivas'a gitmeyi kafaya koymuştum, fakat daha önceden planladığım bu deplasman yolculuğu ne yazık ki yalan oldu. Soğuğa rağmen en eğlenceli deplasmanlardan birisi olacak gibi, inşallah kazasız belasız tamamlar giden herkes. Deli bir anıma gelirse otübüslerin kalkış saatinde Salı Pazarına gidip arkalarından su atabilirim, gittikleri gibi gelsinler diye. Neyse efendim şaka bir yana diye bağlayalım cümleyi. Tüm güzel dileklerimle Pazar gününü bekliyorum. Güzel futbol, güzel tribün, güzel skor, güzel hava.....

24.01.2008

Abdullah Ercan

Şöyle 2000'li yılların başına doğru düşünce turizmine çıktığım bir anda aklıma geldi Abdullah Ercan. En son İstanbulspor'da bırakmıştık Abdullah'ı,kendisede orada futbolu bırakmış zaten. Uzun yıllar oynadığı Trabzon'dan Fenerbahçe'ye gelişi olay olmuştu.4 sezon kadar çubuklu formayı giydi. Her zaman Fenerbahçeli olduğunu anlatmaya çalıştı. Yönetim tarafından kadrodışı bırakıldıktan sonra Avrupa Yakasına, Florya'ya geçti,kısa bir maceradan sonra İstanbulspor için ter döktü.

Şimdiler de ise U18 Milli Takım Teknik Direktörü olarak görev yapıyormuş kendisi.

23.01.2008

Yok artık

Alanyaspor-Fenerbahçe maçını izleyemedim, radyodan dinleyemedim(iş hayatında fanatik olduğunu gizlemek)sadece internetten kaçamak olarak takip edebildim. Ta ki internet kesilene kadar. Ondan sonra cep telefonunun nimetlerinden faydalanmaya başladım. Yok artık dedim skoru görünce. Şimdi özetlerde hangi golü izleyelim kardeşim biz. Zaten yönetim taraftarı düşünmüyor, bari futbolcular düşünsün.

Mutlu muyum? Evet. 13 tane golü izleyemediğim için kırgın mıyım? Evet. Dayaklık mıyım? Onada evet. Keyifler on numara bu akşam, darısı pazar gününe.

22.01.2008

Bu ne kardeşim?

Akşam eve geldim, salonda kocaman bi Digiturk kutusu. Hayırdır inşallah dedim içimden. Üzerinde Plus falan yazıyor, gayet büyük, kallavi bi paket, ağırda. İçimden "hass..." dedim, yoksa HD'mi alındı benden habersiz, yoksa hediye mi ettiler. Bundan önce bizi hediye Digiturk kutusu ile kandırmıştı köfteler, sonra parasını çok fena çıkarttılar ama, hediyeydi işte, bizde hayır dememiştik. Neyse büyük bi hevesle açtım paketi, kocaman bi reklam kağıdı. Oda da loş bir ışık var, dedim heralde kullanma kılavuzu falan. Neyse kaldırdım onu,bir iki broşür ve sari sari ufak şeyler. Baktım mısır. Evet, bildiğin patlamış mısır. Adamlar resmen dalga geçiyorlar. Üzerinede yazmışlar, "patlamış mısırsız sinema keyfi düşünülümez" Ben ne bekliyordum, paketten ne çıktı.
Sonra kutuya baktım, içinden elektronik bişeylerin çıkmasını beklemek saflık olurmuş ama kutunun büyüklüğüne, gereksizliğine kızmamak elde değil.

Ulan siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz, kafa mi buluyorsunuz, manyak mısınız nesiniz kardeşim. Ah ulan, keşke çevrecilerin eline düşsenizde sizi bi güzel madara etseler.

20.01.2008

Kazançlı Pazar


İddaa eki gibi başlık attık ama bu Pazar günü oldukça güzel geçti. Hem futbol, hem basketbol.Zor bir maratona başlamıştık, ilk maçı kolay geçtik, hem de çok kolay.Altyapıdan yetişen kaleci Oğuz'un düştüğü zor duruma üzülmüş olsamda, önemli olan Fenerbahçe'nin kazanmasıydı. 5-0'lık skorda çok şık oldu açıkcası. Ee, tabi millet şimdi şikeydi, kıldı, tüydü diye esiyor. Esmeye devam etsinler.

Maçtan önce Gaziantep'te tatsız olaylar yaşanmış. Birbirlerini kovalayanlar, çıkan kemerler. Resmi sitenin yazdığına göre hafif yaralılar varmış, aralarında ufak çocuklarda var. Çok afedersiniz ama bazen olayın mokunu çıkarıyoruz ne yazık ki. O şehirde yaşayan Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray taraftarına saldıranlar, İstanbul'dan gelenleri görünce kaçacak yer arıyorlar, ya da otobüsleri taşlayıp kaçıyorlar. Neyse efendim, kimseye tribüncülük öğretmek bizim haddimize değil, hele internetten, blogdan hiç değil.

Dönelim İstanbul'a, Abdi İpekçi'ye. Orada da geceyi güzel kapattık. Bazı şeylere karşı tepkili olsakta, biz çubuklu forma uğruna desteklemeye devam edelim.

Unutmadan, Kayseri TED'i yenen Bayan Basketbol Takımınıda bugün kazananlar listesine ekleyelim.TED Kayseri Koleji: 60 - Fenerbahçe: 85.

Darısı haftaya.

19.01.2008

Cüneyt Koryürek

1931-2008

18.01.2008

Olga Korbut

"...Sovyetler Birliği benim üzerimden çok para kazandı. Sürekli biryerlere yarışmalara gönderiyorlardı.İngiltere, Amerika, Kanada. Gitmemek gibi bir hakkım yoktu, günlük 3 dolar kazanıyordum."

Ntvspor'da yayınlanan Olgo Korbut belgeselinden olduğu gibi buraya geçtim. Ne güzel oldu şu Ntvspor, biran önce test yayınını bitirip, adam akıllı yayına geçmesi dileğiyle...

Anadolu Turu


Futbol takımı bir hafta içinde üç deplasmana gidiyor. Ligde Pazar günü Gaziantep ile, Çarşamba Alanya'da Türkiye Kupası maçı, 27 Ocak Pazar günü ise Sivas'ta sezonun en zor deplasmanı. Hem kupada hemde ligde kaderimizin belirleneceği bir fikstür açıkcası. Kayıpsız atlatırsak kaymaklı ekmek kadayıfı olur ama burnumuzdan gelecek gibi bir his var içimde.

17.01.2008

Biz Bize

Evden çıktım, atladım dolmuşa, istikamet Saraçoğlu. Aynı saatlerde Caferağa'da bir mücadele daha vardı, armanın olduğu heryere koşanlar dün akşam hem salonda hem de stadyumdaydı. Ben ise Caferağa'yı ekip, stadyumu tercih edenler tarafındaydım.Sağa sola takılmadan hemen stada girmek niyetindeyim, zaten kim gelirki Urfa maçına biz bize takılırız diye düşünüyorum yolda. Kızıltoprak'ta "Üstad napıyorsun" diye bir telefon...

-Yoldayım, maça gidiyorum
-Urfa maçına mı gidiyosun lan...(ardından kallavi bi gülme sesi)
-Evet, beğenemedin galiba

Boşboğaz bi muhabbet işte. Bunu söyleyen adam kombine sahibi, Kadıköy'deki çoğu maça geliyor, deplasman onu bozar, ama yeri gelince de futbolcuya söver.Amatör branşlar mı? Yolunu bilmez... Sorarsan her sezon formasını alır, kulübe üyedir, en büyük Fenerbahçelidir. Pepe Metin'in dediği gibi "Herkes, herkesten çok Fenerbahçelidir" düşüncesinde olduğum için kimsenin Fenerbahçe sevgisini sorgulamıyorum. Sonuçta herkes sevdiği takıma bir şekilde destek olmaya çalışıyor. Benim düşüncem onlara ters geliyor, onların düşüncesi ise bana...

Ammaaa,

Biz bize ne güzelde eğlendik dün,sen yokken be güzel arkadaşım. İyi kötü takım maçı kazandı. Yine yuhalayanlar olmuş, ben duymadım ama iyi ki gelmedin. Hıncal Uluç'ta kısa bir süre nasibini aldı. Hele o Urfa tribünleri yok mu, ne de güzel gelmişler ellerinde Şanlıurfaspor bayrakları amatör ruhla, masum bir heyecanla...

15.01.2008

Aden Otel, Dereağzı, Rıdvan


Resmi siteye son olaylarla ilgili bir açıklama eklenmiş midir diye girdiğimde ilginç bir haber dikkatimi çekti.

"Kadıköy'deki Aden Otel'de kalan Şanlıurfaspor kafilesi, kulübümüzün, Dereağzı tesislerindeki suni çim sahayı kendilerine tahsis etmesi üzerine, bu akşam saatlerinde Dereağzı'na gelerek, yarınki maç için son antrenmanını yaptı. 1 saat süren Şanlıurfaspor antrenmanını, eski oyuncularımızdan Rıdvan Dilmen de bir süre izledi."

Aden Otel, Dereağzı, Rıdvan Dilmen... Yukardaki fotoğraf aklıma geldi bir anda.

KFY,Altan ve Hıncal


Önce Altan Tanrıkulu sallamış köşesinden Kill For You için ardından da 90 Dakika'da Hıncal Uluç. Blogu forum alanına çevirip ötekiler Mayıs akşamı derbide şöyle yapmışlardı, berikiler kendi içlerinde birbirlerini öldürüyorlar diye konuya girsek sabaha kadar yazacak birşeyler buluruz. Fakat bugüne kadar yaptıkları ortada olan bir gruba adı sırf Kill For You diye oturduğu yerden sallamak nedir be güzel kardeşim?

Dünkü yazı Altan Tanrıkulu'nun Kill For You ile ilgili ilk yazısı değil zaten. Daha önceden Kalplerinde Fenerbahçe'yi Yaşatanlar konulu birşeyler karalamıştı köşesinde, fakat Hıncal nereden girdi konunun içine çözebilmiş değilim. Dün akşam 90 Dakika'yı seyretmedim, kanalları gezerken Hıncal'ın kocaman açılmış gözleri ile yine kin kusarken gördüm ama KFY ile ilgili konusacağı hiç aklıma gelmezdi doğrusu. Acaba ikisinin birden KFY ile ilgili konuşması Salı toplantılarıyla alakalı birşey mi? Önümüzdeki günlerde kıçıkırık futbol programlarında sallandırılacak olan KFY mi olacak?

Not: O pankart kaç maçtır açılıyor neden şimdi gözünüze battı, sanki ilk defa Kill For You adını duyuyor efendiler. Alttaki fotoğraf Kayseri deplasmanından. Hıncal evinini salonundan göremez ama Altan Efendinin mutlaka görmüş olması lazım.

13.01.2008

Hepimize Kapak Olsun

2-0 olunca maçı bırakıp gidenler mi, daha gol olmadan kafasına göre beğenmediği futbolcuları yuhalayanlar mı, stadı terketmek yerine koridora girip televizyondan maçı takip eden, gol oluncada tribüne koşanlar mı, yoksa kale arkasında makara yapanlar mı?(Makara konusu çok ilginç şeylere gebe gibi, haftaiçi kıyamet kopar heralde)Herkes bi enterasandı bu akşam. Son iki gol hepimize kapak olsun diyorum.

11.01.2008

Vay Anasını Sevgili İzleyiciler

Bolton'dan sonra artık Chelsea'de kendisi. Bize sadece eski fotoğraflar ve anılar kalıyor bu durumda.

Sanat Eseri

10.01.2008

1988-1989 Şampiyon Kadro

Tony Schumacher, Oğuz Çetin, Şenol Ustaömer, Hasan Vezir, Turan Sofuoğlu, Nezihi Tosuncuk, Müjdat Yetkiner, Hakan Tecimer, İsmail Kartal, Aykut Kocaman, Rıdvan Dilmen

9.01.2008

Korkuyorum...

Son dönemlerde artan spor yaparken kalp krizi geçirenler arasına 16 yaşında bir çocuk daha katılmış. Artık gün geçmiyor ki böyle bir haber okumayalım gazetelerde. Habere konu olanlar ise genelde ya profesyonel futbolcu oluyor ya da halısahada amatör olarak top oynayanlar. Umarım Harun kardeşimiz verdiği mücadeleyi kazanırda yeniden aramıza döner.

Kısa zaman önce bende bir arkadaşımı böyle acı bir şekilde kaybettim. Üzerine birde bu haberleri okuyunca insan ister istemez düşünüyor, "Acaba bir sonraki ben olabilir miyim?" diye. Halısahada tıkanınca, başın dönünce, ani bir hareket sonrası gözlerin kararınca ya da sol kolun uyuşunca... Birde kalp krizi aile mirası olarak nesilden nesile aktarılıyor, bünye sigara kullanıp, sosyal içici adı altında alkol alıyorsa korkunun şiddeti iki üç kat fazla oluyor. Zaten meret öyle bir hale geldi ki küçücük çocuklardan tut ağzına sigara sürmemiş, hayatını spora adamış insanlar bile kalp krizi geçirir oldu artık.

Bilmiyorum sonumuz n'olucak... Tek bildiğim yusuf yusuf olduğum.

Not: Kader bu belli mi olur, yarın öbür gün kalp krizinden bizde göçüp gidersek eğer, birileride gelir bu yazıyı okuyup "rahmetlinin içine doğmuştu" diye ana haberlere malzeme yaparsa bizi o zaman öbür taraftan çok pis gülerim halimize.

Kinder Çocuğu Lugano


Lugano'yu Kinder çocuğuna benzeten ben değilim, ama benzetmeyi yapanada hak vermiyor değilim hani.

Fenerbahçe - Chorale Roanne


9 Ocak 2008 Çarşamba
Fenerbahçe - Chorale Roanne
Abdi İpekçi S.S. / 20.15

Bu sefer Abdi İpekçi'de bulunan utanç perdelerinin kalkması dileğiyle...

8.01.2008

Kısmet



Kısmette varsa belki bizimde yolumuz düşer üç vakte kadar Sevilla'ya. Şimdiden ön hazırlıklara başlamak lazım. Nerede kalınır, ne yenir, ne içilir, ulaşım... Eurotrip tarzında macera mı yaşanmalı yoksa paraya kıyıp turla beraber mi gidilmeli? Gerçi İspanya'da San Fermin Festivaline katılıp boğaların altında kalmadıktan sonra ne kadar macera yaşanabilir ki? Onunda zamanı değil şimdi işte. Sığ herif, ecnebi memlekete gidiyorsun müzelere gir, Endülüs Kültüründen bir iki şey kap, ayyaş gittin ayyaş geleceksin diyenleri maça gittiğimiz için kültür aktiviteleri yalan olur diyerek başımızdan savabiliriz.



Şöyle internetten kaba olarak otel araştırması yapınca pek ucuza birşeyler kalmadığını görüyoruz, genciz, güzeliz metroda bile yatarız diye gidersek onun sadece filmlerde ve vize problemi olmayan AB vatandaşlarınca yapılabileceği gerçeği suratımıza acı bir şekilde çarpıyor ne yazık ki. Olsun diyor, metroda veya parkta yanımda bir futbol topu ile geceleme hayalimizide yazın İsviçre'ye saklıyoruz. Dönelim Sevilla hayallerine... Konaklama probleminde kalmıştık, hosteller çözüm olabilir ama her insanın midesi kaldırmaz işte oralarda. Düşeş gelmesi lazım. Maç bileti bir şekilde hallolur nasılsa. Atlanmaması gereken önemli bir nokta ise turların verdiği fiyatlara vize ücretinin ve havalimanı vergisinin dahil olmaması.(hem burası için hemde İspanya için)

Gece hayatı ve yemekler konusunda memnun kalırız herhalde diye düşünüyorum. En azından bir değişiklik olur. Ne de olsa değişiklik iyidir.


Gazpacho y vino tinto:Soğuk domates çorbası ve kırmızı şarap karışımı birşeylermiş galiba. Enteresan olur valla

4.01.2008

Gündüz Tekin Onay

31 Mayıs 1942-04 Ocak 2008

-11 Derece

6 Ocak 2008 Pazar
Türkiye Kupası
Kayserispor - Fenerbahçe
19.00

Futbol bu, karda kıyamette olsa çıkıp oynamak zorundasın. Renklerin peşinde koşanlarda seni yalnız bırakmamak için ardından yüzlerce kilometre yol yapmak zorunda.

Pazar akşamı Kayseri'de bir maç var. Maç saati havanın -11 derece olması bekleniyor. Şu maçı hava karardıktan sonra değilde, öğlen vakti oynatsan olmaz mı? Hem sporcu sağlığı için hem de maça gelecek taraftar için. Ama illa reyting alsın diye maçı akşam -11 derecede oynatıp ondan sonra da kıçı kırık canlı yayın odasında "hocam niye bu sezon maçlara kimse gelmiyor?" diye sorarsan da olmaz be güzelim.

Not: Yiğidi öldür hakkını yeme... Fenerbahçe deplasmana gittiği zaman kale arkası fiyatlarını şişirip misafir tribünü biletini 50'den 60'dan satan yönetimlerden sonra Kayserispor yönetimi adeta bedava yapmış bizim biletleri. 10 YTL. Havanın etkisi var mıdır bilinmez acaba :))

3.01.2008

2 Ekim 2007 CSKA - Fenerbahçe



Her seferinde bilet koleksiyonu yapmaya niyetlenirim, biraz biriktir daha sonrasında ise "amaaan" der yırtar atarım hepsini. Zaten içerdeki maçlara kombineyle giriyorsun, kalıyor sadece deplasmanlar. Onun da değerlisi var değersizi var. Belki bir derbi maçı ya da Trabzon deplasmanı sadece anlamlı olabilir.

Şu an yine biriktirme aşamasındayım. Elimde biraz geçen sezondan kalanlar var bir de bu sezondan. Küçücük koleksiyonumun en değerli parçası bu olsa gerek. 2 Ekim 2007'de Moskova'da oynanan, Deivid'in 85'te çaktığı CSKA-Fenerbahçe maçının bileti. Belki Mayıs ayına doğru çok daha fazla şeyler ifade edecek belki de kaderi diğer biletlerim gibi olacak.

Moskova hikayeleri mi? Üzerinden aylar geçmesine rağmen başka bir yazıda o konuya da değiniriz.

Selçuk Yula

2.01.2008

İbrahim Üzülmez: Kabul, Carlos benden iyi


Sezon başında Hürriyet'e verdiği talihsiz röportajdan sonra birde böyle bir açıklama yapmış.
http://www.ntvspor.net/Pages/18603.ASP
Herşeye rağmen sahaya yansıttığı hırsını hala takdir ediyorum Deli İbrahim'in.

1.01.2008

Stadlarda Sigara Yasağı

Şaka maka derken sigara yasağı ciddi ciddi geliyor gibi. Teklif yasalaşırsa stadyumda,barda,kahvehanede sigara içmek yasaklanacakmış. Yasayı çıkartmak ne ki, parti başkanın "öyle olacak" dedikten sonra sıkıyorsa aksi şekilde oy kullan bakalım. Marifet çıkarttığın yasanın arkasında olmakta, şak diye cezayı kesebilmekte. O da sıkar biraz. Gol yiyen takımın taraftarı sigarasını yakacak sende gelip "hoop birader yasak" diyeceksin, öyle mi? Adamın zaten acısı var, takımı gol yemiş, o adam seni dövmez mi? Ya da yasa kapsamında stadlarda sigara içilmeyen bölümler oluşturacaksın. Kim takar bunu? Gol attıktan sonra keyif için bir tane, gol yedikten sonra efkar için bir tane... Öyle gider bu olay,senin yasa diye çıkarttığın şeyde yalan olur.

Halbuki kademeli kademeli yapsan ya bu olayı. Öncelikle stad koridorlarında yasaklasan ondan sonra tribünlere girsen(önce şeref tribünü olsunda imam-cemaat ilişkisini görelim ama) daha başarılı olmaz mısın? İngiltere'de bazı tribünlerde sigara içmek yasak diye biliyorum(biletlerin üzerinde belirtliyor), fakat İngiltere ile bizim eğitim seviyemiz eşit mi? Adama "yasak" dediğin zaman anlıyor fakat bizde ise "yasak" olan şeye daha bir sempati duyuluyor, millet dört kolla sarılıyor yasaklara. Kaldı ki sigara yasağının başarıyla uygulandığı tek yer havaalanları oldu bugüne kadar. Sigarayı yasakladığınız spor salonlarında bile "uyarıcı levha"dan öteye gidemedi yasaklar.

Sigara yasağı bir kaç hafta gündemi meşgul edecek gibi gözüküyor. Bununla ilgili bir film vardı, Thank You For Smoking diye. Geyik bir film işte, sigara sektörünü, yasakları anlatıyordu. Bulursanız onu da izleyin derim. Gündem sigara ile meşgulken TV'de çıkar diye umutlanmayın, yeni yasalar kapsamında yayınlanması çok zor.