17.07.2008

Takiyuddin

Blogu takip edenler Fenerbahçe dışında pek yazmadığımı bilirler. Aslında ülkede üzerine yazılacak, anlatılacak çok fazla konu var fakat blog sınırları içerisinde değinmemeye hep özen gösterdim. Efsane Maraton adı altında blog yapmaya başladığımda bir kaç yazı yazmıştım ama sonra blog kendi yolunu çizdi sadece Fenerbahçe oldu. Güzelde oldu. Bugün için bu kuralı gözardı edip Ankara'da Melih Gökçek ile ODTÜ arasında yaşanan gerilim hakkında bir iki şey karalamak istiyorum.

Konunun özeti ODTÜ'nün bazı binaları kaçakmış, Melih Gökçek efendi bunlara ceza kesmiş sonrasında işi yıkıma kadar götürürüm diyor. Haber burada. Çok afedersiniz ama iyi ... yiyor. Be adam sen kaç senedir Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanısın, niye çıkıp bugün yıkarım diyorsun. Ankara'da her dert bitti, suyu buldun, tüm kaçak yapılaşmayı bitirdin de bir tek ODTÜ mü kaldı. Ülkede bilim üreten, adam yetiştiren yerleri zaten parmakla sayıyoruz sen kalkmış yıkarım diyorsun. Yapar mısınız, yapar sınız.

Lisedeyken okula Emre Kongar gelmişti. Klasik muhabbet bizi toplayıp götürmüşlerdi. O zamanlar kendi adıma konuşursam Emre Kongar'ın adını duyuyorum, kim olduğunu biliyorum fakat elime kitabını alıp okumuşluğum yok. Laf lafı açarken bize Takiyuddin kim bilen var mı diye sordu? Doğal olarak yok tabi. Fırlamanın biri çıkıp "dayım olur kendisi" dedi. Nasıl duydu anlamadım ama epey kızmıştı salondaki herkese. Hızını alamayıp salonda bulunan hocalarada kaymıştı "Siz burada ne öğretiyorsunuz" diye. Ondan sonra başladı Takiyuddin'i anlatmaya. Öğrendik ki Takiyuddin Osmanlı'da ilk rasathane'yi kuran Türk gökbilimcisiymiş. Biz vay, of derken buluşlarını öğrendikçe doğal olarak gurur duyuyorduk. Galileo'nun doğumu 1564 Takiyuddin'in rasathaneyi kurması 1575 derken herkesin ağzı açıktı. Tabi bu gurur duyma hali iki dakika sonra rasathane'nin günah diye topa tutularak yıkıldığını öğrenmemizle yerini derin bir sessizliğe bırakmıştı. Konu Osmanlı'nın geri kalma nedenleriydi. Emre Kongar salondan çıkarken bir daha Takiyuddin'i unutmazsınız demişti. Harbiden unutmamışım.

Konuyu fazla dağıtmadan iki olayı üst üste koyuyorum yorumuda sizlere bırakıyorum.

Not: İstanbul'da yaşayan birisi olarak blogda daha öncede Melih Gökçek'le ilgili birşeyler yazmışım. Bu da ilginç bir ayrıntı olsun.

Hiç yorum yok: