28.08.2008

Biraz ara

Partizan maçında Maraton üst tribünde yaşanan rezalet, kulubün açıklaması, takım, 3. torbaya kalmamız ve Josico transferi üzerine yazacak çok fazla şey var fakat kısa bir ara vermemiz gerekiyor. Pazartesi buradayız inşallah.

27.08.2008

Kader akşamı

Başlık çok klasik oldu ama camia için durum böyle sanki. Bu akşam belkide sezonun kader maçına çıkıyoruz. Hem takım olarak hem de tribün olarak. Takımın durumu ortada, ŞL'ye mutlaka kalınması gerekiyor, geçen seneki başarının üstüne birşeyler ekleyerek çıtayı yükseltmeyi arzuluyor taraftar.

Tribünlerin durumu zaten malum. Gerginlik, tribüne alakasız adamalar sokarak kavga çıkartmalar...

Akşam takım kazanırsa problem yok, bir kaç hafta rahat olur bünyeler. Ama oldu ya elendik(Allah göstermesin)artık transfer yapılmadı diye kuduran mı, bu takımla işler yürümez diyen mi ararsınız hepsi Kadıköy'de olacak.

Tribün konusuna pek değinmiyorum artık, orası ayrı bir curcuna zaten.Ne olacağını akşam hep beraber göreceğiz. Olayı yakından takip eden basında muhtemelen kayıtsız kalmayacaktır gelişmelere.

25.08.2008

GFB Maraton'da devam ediyor

GFB, Partizan maçı öncesi son kararını verdi ve bu sezonu maraton üst tribünde tamamlamaya niyetli olduğunu açıkladı. Son yaptıkları açıklama oldukça uzun olduğu için buraya koymuyorum fakat gencfb.org adresinde isteyen girip okuyabilir. Bildiri savaşları içinde yayımlanan en net bildiri olmuş diyebiliriz bugünkü için. Herşey açık bir biçimde yer almış bildiride.

Sadece açıklamadan dikkatimi çeken bir cümleyi olduğu gibi koyuyorum.

"Eski bir siyasi parti liderinin korumalarını bulunduğumuz Maraton Üst Tribünü’ne sokarak güvenliği (!) sağlama girişimleriniz umarız korku ve endişelerimizi haklı çıkarmaz."


Dallas gibi olduk artık...

24.08.2008

İlk hafta sendromu

Son bilmemkaç sezondur (sanırım 4) ligin ilk haftasında kaybettiğimiz için sonuç pek şaşırtıcı gelmedi aslında. İlk maçı kaybet, basından amansız eleştiriler gelsin, sonra toparla, şampiyonluğun en büyük favorisi ol, işler güzel giderken lige heyecan gelsin diye saçma puan kayıpları olsun, son hafta düğüm çözülsün.

Makul bir senaryo aslında.

Geçen sezonda benzeri olmuştu, tek fark işin içinde Avrupa'da başarı sayılabilecek çeyrek final vardı. Bu sezonda böyle olur heralde. Tabi Çarşamba akşamı olası bir mağlubiyet sonrası film bir anda gerilim halini almazsa.

23.08.2008

İki kupayı getirin bize


canımızı verelim size...

Mayıs ayında, Trabzon'da şampiyonluğu kutlayacağımız bir sezon olmasını dilediğim 2008-2009 sezonu bu akşam başlıyor. İki kupalı, Avrupa'da çıtayı yükseltmiş, sakatlık yaşamayan, taraftar problemleri giderilmiş, mutlu mesut bir sezon diliyorum. Sanırım çoğu kişide bunları temenni ediyordur. Hayırlı olsun efendim.

Not: Şu Türkiye Kupasını alalım artık :)

Şükran Belgesi

21.08.2008

Bu kadar profesyonel değilim

"Galatasaray büyük bir camia,ben de profesyonelim. Ama bu formayı giyecek kadar değil"

Kadıköy'de son durum

Yönetim - tribün gerginliği mi dersiniz yoksa savaşı mı bilemem ama şu an için fırtına dinmiş durumda. Antu'da Metin Şen hem gruplar hem de yönetim arasında aracı olduğunu ve sıkıntının giderildiğini açıkladı. Ardından da GFB maraton kombinesine sahip üyeleri ile Partizan maçı öncesi toplantı yapacağını duyurdu. Bugün gazeteler anlaşma sağlandığını GFB'nin kale arkasına döneceğini yazmış fakat GFB'den şimdilik böyle bir açıklama yok.

Tabi arada deplasmanda oynanacak olan Gaziantep maçı var. Ne olacağını kimse bilemez.(bkz. 2006-2007 sezonu deplasmanda oynanan Bursaspor maçı) Anlaşma sağlanması çok zor değil aslında. Yönetimin atacağı bir adıma grupların on adımla karşılık vereceği ortada.

Durum böyleyken bugün Gürcan Bilgiç konu hakkında birşeyler yazmış. Son dönemlerde yapılan açıklamalar, yazılardan ötürü copy-paste blog işine girdiğimiz için bu sefer link verelim.
http://www.fotomac.com.tr/bilgic.html

Not: GFB'den açıklama gelmiş daha sonra gördüm, onu da koyalım buraya.(yine copy paste)

Henüz kesin bir durum yok !

21 Ağustos 2008 Perşembe (bugün) tarihli bazı gazete ve internet sitelerinde Maraton Üst kombinesi olan üyelerimizin tekrar Migros'da bulunan üyelerimizin yanına döneceğine dair kesin olmayan haberler yer almaktadır. 20 Ağustos 2008 Çarşamba günü stadımızda Sn. Metin Şen aracılığıyla, Sn. Ömer Temelli ile bir toplantı yapılmıştır ve yönetim kurulumuz tarafından bizlere sunulan seçeneklerin Maraton Üst kombinesi sahibi olan üyelerimize sunulacağı bildirilmiştir. Bu sebepten dolayı 27 Ağustos 2008Çarşamba günü oynayacağımız Partizan maçı öncesi Maraton Üst kombinesine sahip üyelerimizin katılacağı bir toplantı düzenlenecektir. Toplantıda sunulan seçenekler değerlendirilecek, demokratik ve adil bir kararın alınması için oylama düzenlenecektir. Toplantının sonucu, içeriği ve görüntüleri herkesin bilgi sahibi olması açısından sitemiz üzerinden bütün kamuoyuyla paylaşılacaktır. Toplantıda alınacak olan kararlar önce Fenerbahçe'nin menfaatleri göz önünde bulundurularak verilecektir.

Genç FENERBAHÇELİLER

20.08.2008

Haftaya Muhtemelen Görüşmeyeceğiz

Tribündergi Forum'dan Canadian Abi'nin yazdığı çok güzel bir yazı. Eğer buraya koymazsak yazık olur düşüncesindeyim. Bir kez daha ellerine sağlık abi.

Haftaya Muhtemelen Görüşmeyeceğiz

Bir cok yazi okudum bu forumda. Bir coguna hak verdim, bir coguna kizdim… Herkesin kendi penceresinden bakisina da saygim sonsuz. Herkesin Fenerbahce’yi sevme bicimine de … Herkes kendince Fenerbahce icin fedakarlik yapmistir. Eyvallah. Hic kimsenin emegi bir otekinden fazladir az diye siniflandiramam. Bu konuya dair son yazim olacak bu yazi. So bear with me for a while… (birazcik tahammul edin bana).

Ben sanslilardanim dogum itibariyle. Gozumu actigim yer Fenerbahce. Daha agucuk gugucuk demeden gurbetle tanistigim yillar gelmis. Ben bihaberim dunyadan o zamanlar. Tasinmisiz 7,000 km oteye. Bir futbol fukarasi memleket olan Kanada’ya. Futbolun anlasilmadigi, kimsenin ne oldugunu bilmedigi ve varsa yoksa buz hockeyi diyen insanlarin memleketine. Allah babamin israrindan ve dirayetinden bin kere razi olsun. Adamcagiz bitmek tukenmek bilmeyen bir enerjiyle bana once futbolu sonra Fenerbahce’yi anlatirken sanirim epeyi sacina ak dustu, bir cogunu belki orada doktu. En buyuk sikintisi elinde bana gosterebilecegi bir kanitin olmamasiydi. Cocuk aklimla anlattiklarini gozumun onune getiremiyordum. “Anladin mi ? “ diye sordugunda anlamadigim halde kafami salliyordum. Hani, babaniz size matematik anlatir ama kizacak diye anladim taklidi yaparsiniz … Iste o sekilde salliyordum kafami. Sonra evin oradaki yesillikte bana sag ayak sol ayak ayirt etmeksizin futbol topuna vurmayi ogretti. Ilkokula baslamamla birlikte yasitlarim arasinda kendimi Maradona gibi hissetmemde en buyuk pay babamindir. Fena da degildim hani…

Yaz tatilleri icin memlekete dondugumuz zamanlarin birinde sunnet ettirmisler beni. Ben 2,5 yasindayim. Hatirlamiyorum elbette. Ama fotograflari vardir hala. Kirvem Ali Sen. Ingiltere’ye tatile gittigimizde ilk defa futbol macina gittim. Elbette Liverpool macina. Asik oldum adeta. Numarali diyebilecegimiz tribunden sagima dusen ve sonradan adini ogrendigim KOP’a asik oldum. Futbolla orada ilk imtihanimi verdim. Basariyla ciktim. Sanirim hayatimda 2-3 olay haric babami bu kadar mutlu ettigim bir an yoktur. Cerkeziz. Baba ilgisini istese de gosteremez. Ama oradaki gozlerini hala bilirim babamin. O mutlulugu o heyecani… Unutumam.

1974 yilinda ilk defa ulkeye gelisimiz sezon icine denk geldi de maca gittim. O da garibim babama kismet olmadi. Annemin babasi (dedem) goturdu beni Besiktas-Fenerbahce macina Dolmabahce’ye (dedeme gore Mithatpasa). Hayatimda oyle mahseri kalabalik gormemisim. Mesela yillar sonra 2004’te Zoban’dan Fever Pitch’i satin aldigimda belki hepinizden cok ben etkilendim. Liverpool asigi olmama ragmen o filmde agladim ben. O adamlarin sevincine bende ortak oldum. Halbuki Liverpool o son sansini degerlendiremedi sampiyonluk icin. Sonrasi malum.

Ayni o filmdeki o kucuk cocuk gibi her tatilimizi sezon icine denk getirecek sekilde Turkiye’ye yapmamizi istedim ben. Nasil ki babasi artik baska yerlere gidelim vs dediginde cocuk terslemisti… Annem Hawaii’ye gidelim dediginde nefret ettim annemden. Ne sacmaliyor bu diye dusundum icimden.

Babamin fendi hep annemi yendigi icin dolayli yoldan hep istedigim oldu. Yasimin ilerlemesiyle daha da cok izleme imkani buldum Fenerbahce’yi. Ama aklimda ne golu atanlar kaldi ne de ofsayttan yenen gol vs. Hep tribunler kaldi. O bagirislar, o rengarenk tribunler… O sette dusmeden yuruyen adamlar. Takim sahaya cikmadan evvel gunes altinda pisen suratsiz suratlarin takimi cikis tunelinde gormeleriyle bir anda yuzlerinin aydinlanmasini unutmam hala. Sonrasi cilgin bir tufan… Bir cingar bir cayirti… Dunyanin en guzel manzarali stadinda dunyanin en guzel koftesiyle tikabasa doldurulmus mide ustune dunyanin en guzel tatlisi adeta o cayirtiyi duymak. Ufak tefeksin. Tuneli gormem mumkun degil. Ama sesi duymak sana isarettir. Oradan anlarsin. Abilerin onceden baslarlar mesela “ fener geliyor fener yaleler yaleler” demeye. Uzatirsin kafani o yone ama herkes ayakta. Gormezsin. Ama ses yok mu o ses… Dunyanin en guzel sesidir bana gore. Ve hala …

14 yillik gurbetten sonra kesin donuse ailede en az uzulen sensindir mesela. Halbuki burada yasayacagim travmalari bilmeden. Ve o travmalari atlatmak icin siginacagin yegane limanin Fenerbahce olacagini bilmeden… Uyum sorunlari… Lisan sorunlari …

Iki maca getirir peder bey canadian’i . Sonra yavastan kendi gelir canadian. Babasindan aldigi para acik tribune gore verilmistir. Ama o kapaliyi ister hep. Annesinin , her anne gibi, mutfak parasindan arttirdigi parayla kapaliya gider. Bazen meyvesuyu satar tribunde. Jimmi’s Fried Chicken’da deplasmana para yetistirmek icin calisir mesela. Tribune kapalidan baslar yani.

O da herkes gibi dertlerini zincir yapar ve birbirine ekler… O da herkes gibi O gecenin ne zaman gelecegini sorar, o gecenin ne oldugunu anlamadan… Yavas yavas kendine guveniyle birlikte lisani da gelisir. Insanlarla temas kurar. Staddan cikip Moda istikametine giderken gordugu ve goz asinaligi olan 2-3 kisiyle yakinlik kurar. Ilk grubuna oyle dahil olur. Grup da denmez ona ya neyse… Yakin mahallelerdeki bu yasitlariyla halen devam eden dostluklar kurar. Ortak konu Fenerbahce’dir. Fener ne yapacak bu hafta ? 2 puani alirsa ve Trabzon kaybederse siralama nasil olur diye matematikcileri istatistikcileri kiskandiracak ihtimal hesaplari yaparlar kendi aralarinda. Oyle bir hale gelir ki is, Fenerli olmayanla temas etmek gunahtir.

Sonra o ilk gece gelir. Prima Nochte yani. “Kapaliyi almamiz lazim oglum” larla bezeli birbirine gaz veren konusmalar… Ve son vapurla karsiya gecme… Senin gibi sevdalari olanlarla bir arada olmak. Seni simaen taniyanlarin seni gorduklerine mutlu olmalarini gozlerinden okuma… “Sende bizdensin artik” der gibi… Gizli bir dernege uye olur gibi… Sadece uyelerin bildigi gizli bir el sikismasi var gibi… Basli basina bir teskilat yani… Sonra senin gibi sevdalari olan ama sevdalari, sana gore, yanlis tarafta olan evsahipleriyle karsilasma… Ucusan taslar, bicaklar, buyuk boy tekel bira siseleri… Korkuyla karisik heyecan. Adrenalinin doruklara ciktigi, kalbin gogse sigmadigi anlar…Sonucu bilmemene ragmen arzulanan kapaliya girme basarisi…

Sonra … Bir hafta sonra evindeki macta seni o gece gorenlerle artik sarilma… Iki direk arasina bir daha cikmamak uzere giris… Deplasman yolculuklari… Yolda patlayan lastikler… Otobuste cikan kavgalar… Disaridan atilan taslar icin otobusten firlamalar… Stad onune gelis… Fener Fener diye ortaligi inletis… Stadda takimi izlemek, destek vermek… Hayat sadece Fenerbahce…Istanbul disini hala cok iyi bilmemeye ragmen bir cok sehrin otobus gariyla stadi arasini cok iyi bilmek mesela.

Yaralanmalar, nezaretler, kufurler, degisen yonetimler, satilan futbolcular, gelenler, hayal kirikligi yaratanlar, satilmis hakemler, Cimbom usagi federasyonlar, it-kopek olmalar, kuyruk cileleri, kavgalar, hiyanete ugrama hisleri, milyonluk esekler, mactan sonra sergiye, arkayi fenerleyin, canadian’a cay 4 sekerli olsunlar, olen dostlar, sakat kalanlar…

Ama hep kapalida… Iki direk arasinda gecmis yillar. Karsi tribunun ustu kapanmis ama terk edilmemis ilk goz agrisi iki direk arasi. Taa ki orasi da yikilana dek.

Koskoca bir devir… Bir taraftarlik anlayisi… Bir heyecan… Odenen bedeller… Iki secim arasinda sikistiginda secimi Fenerbahce’den yana yapma kararliligi…

34 yil gecmis ilk gunden bu yana… Cogunlugun kabul ettigi gibi bir omrun yarisini vermisiz. Hadi miladi 74’ten degil 83’ten alalim… Ceyrek asir yani… Dile kolay… Su gibi akip gecmis.

Sac kalmamis. Kalanlar beyaz. Sakallar beyaz. Gogus killari kirlasmaya baslamis. El ayak tutuyor sukur. Hala staddayiz. Yasitlarimiz gibi efendi uslu mac izleyemiyoruz. Icimizde yok. Hala tepiniyoruz, hala gomlegi fora edip bele bagliyor ve hala bagiriyoruz. Bel agriyor oturuyoruz ama hala TARAFTAR gibi duruyoruz.

Sonra gun geliyor stadda bir ses geliyor kulagimiza. “Haydi onikinci adam ayaga. Haydi bu macta susmak yok “. Filmdeki dis ses gibi. Ama yadirganan bir ses bu. Gol oluyor o dis ses bagiriyor , yirtiyor kendini… De Souzaaaaaa ! Ulan o ne ki ??? Tum mac acaba uyuyor mu diye dusundugun adam gurluyor bir anda. ALEXXXXX. Saskinlik sonrasi…Sari lacivert rengimiz Fenerbahce herseyimiz, hic bir seye degismeyiz cunku Fenerbahceliyiz… Son kismi uyuyan adam bagiriyor. Arkasindaki adama amerikali gibi CAAK yapiyor. Keyifli. Gorevini yapti. Sonra tekrar oturuyor. Huzurlu…

Futbol bu… Isler her zaman iyi gitmiyor. Milyon euroluk transferler fos cikiyor. Kagit ustunde acik ara ligi alacak denen takim bunu basaramiyor. Hayalkirikligi var. Gozler o CAAK yapan adamda. Keyifsiz. Soyleniyor yanindakine. Eliyle bir futbolcuyu isaret ediyor. Konusmasini duyamiyorsun ama mimiklerden belli ki hararetli artiyor. Sag el yukari kalkip iniyor. Bela okuyor. Macin bitimine 5 dakika var. Arabasini kotu yere park etmis. Erken cikiyor. Tipki Fever Pitch’deki cocugun babasi gibi. Beat the traffic olayi. Ama mac bitmedi. Nereye hemserim ?

O esnada sen ne yapiyorsun ? Sen sampiyon olmasan da kupalari almasan da … Diye yirtiyorsun kendini kacan sampiyonlugun ardindan. O adam turevleri cikis kapilarina dogru ilerlerken sana aciyarak bakiyor. Salaksin sen cunku. Futboldan da anlamazsin zaten. Sampiyonluk kacmis ve sen orada bagiriyorsun. Girtlagin bagirmak ve sigara etkisiyle bombok olmus. Uzuntunun en buyugunu sen yasiyorsun. Kahrediyorsun ama kufretmiyorsun. Sevdana halel getirmiyorsun ve sana aciyor o adam. Sen kimsin ulan ! Asil ben sana aciyorum. Ben sevdami dolu dolu yasiyorum. Sevdam icin yollara dusuyorum. O sevda icin bedeller odedim. O renk icin canimi disime taktim ve sen bana aciyarak bakiyorsun. Gecmisin BAMBAMLARINA laf ettigim gunleri aniyorum. Utaniyorum. Haksizlik etmisim diyorum keni kendime. Adamlar en azindan sabahlamaya gelecek kadar cesurdular. Bu zamane adamlarina BAMBAM dedigim icin utaniyorum o lafi ettigim gunler icin.

Bunlarin kumasi cok farkli benden. Ayni potada eriyemem onlarla. Ve evet ONLAR ve BIZLER ayrimi var. Ben yapmak istemedim ama boyle bir ayrim var. Yapanlari hakli buluyorum. Onlara da ihtiyac varmis. Belki… Ama benim yolumda yurumeyen adamla benim ne isim olur. O adam ki parasi yok diye insanlari asagilayarak en buyuk hiyaneti gerceklestiriyor. Ona gore magazadan alisveris fisi Fenerbahce sevdasi. Bir kredi karti slipi. O seni ayiriyor. Senin ayirmana gerek yok ki. O seni ihbar ediyor. Iskencede ottugu yetmezmis gibi birde kendi yoldaslarina bizzat iskence eden soysuzlar gibi o ihbari yapanlar. Curumusler onlar. Basariya gore kombine yenilerim diyor. Avrupa diyor. Hesap yapiyor. Avrupada yurursek kombine bedavaya gelecek diyor. Avrupali rakibi yendiginde ertesi gun isyerinde en cok o boburleniyor utanmadan sikilmadan.

Halbuki Fenerbahce Partizan’a elense, sonra ligde ilk maclarda dokulse o adamlar olmayacak stadda. Son umut Galatasaray macina gelecek belki. Oradaki galibiyetle teskin olacak. Peki ya Galatasaray uzun zamandir yapamadigini o gun yaparsa ? Dusunun o adamin halini tavrini … Sen, Cimbomboma k…sanda seviyoruz iste var mi diyecegin derken onun sag eli kalkip iniyor asagi… Vakit gec oldu. Beat the traffic. Hadi kardesim sen yavastan voltani al. Haftaya muhtemelen gorusmeyecegiz.

Saygilarimla,

19.08.2008

Ezeli Rekabet NTV'de

Perşembe günü NTV'de 21:45'de Ezeli Rekabet Fenerbahçe - Galatasaray belgeseli var. Fransızlar tarafından çekilen belgesel derbiye Avrupalı gözüyle bakıyor. İzlemek lazım.

Bundan sonrası spoiler içerir diyerek belgesel için biraz ipucu verelim.
---------
Zamanında ESPN'de Fransızca olarak bizim derbiyi anlatan bir belgesele denk gelmiştim. Tabi Fransızca anlamıyoruz ama İngilizce altyazı imdadımıza yetişiyor. Galatasaray'ı Kadıköy'de Nobre'nin golüyle yenip şampiyon olduğumuz maçın çevresinde dönüyor konu. Kadıköy'de Maçkolik'te toplanan taraftarlar, karşıda ASY çevresinde bir mekanda toplanan Galatasaray taraftarı, deplasmana gelen GS tribünü, polisler, İstanbul, şampiyonluk ve bol bol Fransızca olarak Osman Tanburacı yorumu. İzleyebildiğim kısmı bundan ibaretti.

---------
Derbi üzerine başka belgesel çekilmediyse NTV'nin yayınlayacağı belgeselde sanırım bu olacak.

İyi seyirler diyelim.

Sadece huzur

Rahmetli Hasan Doğan döneminde futbol camiasında huzur ortamı sağlanmıştı. Mahmut Özgener'de umarım bu ortamı devam ettirecek kararlara imza atar.

Sadece huzur olsun. Geri kalan sorunlar nasılsa bir şekilde hallediliyor.

Mateja Kezman

Gitti, gidecek, kontenjan açılacak derken PSG'ye imzaladı Mateja Kezman. Çok destek gördü, kimi zaman çok küfür yedi fakat hafızalarda İnönü'de Runje'ye aşırtma attığı gol ve Ankaraspor maçında kaçırdığı penaltı ile yer etti. En azından benim aklımda böyle kalacak.

Yaşattığın güzellikler için teşekkürler...

18.08.2008

Cebinde 15 YTL'si olmayan...


Terörist, mahkum, sadist, cebinde 15 YTL'si olmayan, başkasının suratında sigara söndüren, taciz eden...

Hepsi Genç Fenerbahçeliler grubunun üyelerine yakıştırılan sıfatlar.

Nereden öğreniyoruz bunları? Kulübe gönderilen fakslardan, maillerden.

Bu faksı,maili gönderenler nasıl insanlar? Kimsenin Fenerbahçeliğini sorgulamak haddimize değil fakat bunu söyleyenler, bunları böyle yazanlar insan olamaz. Ne oldum delisi, sonradan görme kişilikler desem...

Hayır, hayır bunlarda yanlış kelimeler. Ne farkımız kalıyor şimdi ben bu kelimeleri onlar için kullanırsam.

Geldiğimiz hale bak. Fenerbahçe taraftarı en sonunda birbirini maddi olarak yargılar hale geldi. Tipini, montunu beğenmediği adamı çapulculukla itham edebiliyor. Sakalını beğenmediği adamı terörist ilan edebiliyor. Bu işin devamında biletleri, kombineleri maaş bordrosu ile mi satacaklar?

Aslında konu kulubün yaptığı açıklama. Tamamen politik olan, sorulan sorulara cevap vermeyen, hedef gösteren, ispatı olmayan iddialarda bulunan sert bir açıklama. Beklenen tarzda bir açıklama olmuş desek yalan olmaz sanırım. Kayda değer tek yanı lügatamıza TEK KİMLİK FENERBAHÇELİLİKTİR diye yeni bir söylem kazandırması oldu bu açıklamanın. Doyurucu, açıklayıcı değil yani.

Belki kulubün yaptığı açıklamaya karşılık satırlarca şey yazıp, tartışabiliriz fakat açıklamanın bulunduğu sayfanın sonunda yer alan fakslar ve mailler öyle şeyler içeriyor ki bırakın "Fenerli, Fenerliye bunu yapmaz" muhabbetini "insan insana yapmaz, söyleyemez" dedirtecek cinsten.

Faks ve maillerde suçlamaya maruz kalan UNIGFB maç günü F Blokta olduğu için bir açıklama yazmış hemen. Forumlar haricinde hiçbir sitede yer almadığı için(an itibariyle) bir aşağıdaki postta olduğu gibi koydum.

Kulübe yapılan itirazlarla ilgili UNIGFB Açıklaması


Kulübe yollanan mail ve fakslarda suçlamaya maruz kalan UNIGFB'nin açıklaması


Öncelikle Bütün Fenerbahçe taraftarlarına saygılarımızı sunuyoruz.

Bizler Genç Fenerbahçeliler grubu Sayın Aziz Yıldırım tarafından kurulduktan bir yıl sonra 2001 sezonunda varlığının tek amacı Fenerbahçe´mize hizmet etmek‚destek vermek ve üniversitelerdeki Fenerbahçeli arkadaşlarımızı biraraya getirmek için kurulmuş bir alt grubuz. Genç Fenerbahçeliler´e karşı o yıllardan beridir süregelen izlenimleri ve tabuları yıkmak için tribünlerimizin birleştiricisi Sefa Ağabey´imiz tarafından her zaman el üstünde tutulmuş Fenerbahçemizin ve Genç Fenerbahçeliler´in aydınlık yüzleri aynı zamanda ilerideki geleceğiyiz.

İstanbuldaki pek çok üniversitede ve Anadoludaki bazı üniversitelerde Fenerbahçe aşkı için biraraya gelmiş bireyleriz.

Bu açıklamayı bir Genç Fenerbahçeliler oluşumu olduğumuz için bugüne kadar yapmaktan çekindik ancak klübümüz tüzel kişiliğini temsil edenler tarafından fenerbahce.org sitesinde 18.08.2008 tarihinde yapılan açıklamalarda ilişiklerde bulunan şikayet dilekçelerindeki F blokla ilgili olanlar o blokta biz durduğumuz için tarafımızdan açıklığa kavuşturulması gereğini hissettik.

Belirtmeliyiz ki Üniversiteli Genç Fenerbahçeliler oluşumunun üyeleri ve kombine sahipleri genel olarak özel üniversitelerde parasıyla okuyan maddi durumu iyi ve iyi aile eğitimi görmüş kişilerdir. Aramızdaki her bir arkadaşımız Atatürk ilke ve inkılaplarına gönülden bağlı‚ Laik cumhuriyetimize yakışır ve ülkemiz için iyi birşeyler yapabilmek için çabalayan bunun için eğitim hayatını sürdüren kişilerdir. İçten içe beslediğimiz isteklerimiz arasında her zaman Fenerbahçe menfaatlerine yardımcı olmak ilerde görev almak‚ klübe maddi yardımda bulunmak gibi hususlar en başta gelmektedir.

Bugün bile öğrenci olmamıza rağmen imkanlarımız el verdiği ölçüde Fenerbahçe klübümüzün lisanslı ürünlerinden almayı maçlarını takip etmeyi aramızda yapacağımız eğlenceleri bile klübün sosyal tesislerinde yapmayı kendimize borç bilmişizdir.

Yürekleri Fenerbahçe aşkıyla atan milyonlarca genç gibi bizlerin de hayattaki en önemli değerlerinden biri Fenerbahçe klübünün birliğini bütünlüğünü ve büyüklüğünü sağlamak ve elimizden her ne şekilde gelirse o şekilde hizmet vermektir.Geçen sene Samandıra tesislerinde oyuncularımızı darp edenlere karşı birkaç saat içinde sadece iki üniversitemizden ikiyüz´ü aşkın öğrenciyle futbolcularımızın ve teknik ekibimizin yanında olduğumuzu bütün Fenerbahçeliler adına dile getiren onlara sevgilerimizi sunan da yine bizleriz. Bunun gibi pek çok destek organizasyonlarımızı da reklam olarak anlaşılır gerekçesiyle sizlerle paylaşmadık.

Peki bütün bu ön bilgiyi neden verdik;
Ne yazık ki okumuş olduğumuz itiraz dilekçelerinde bizleri tacizci olarak niteleyenlerden tutun da insanlara zorla birşeyler yaptığımıza‚ serseriliğimizden apaçiliğimize kadar uzanan hakaretlerde acaba bu nitelemeyi yapan renkdaşlarımızdan‚abilerimizden amcalarımızdan herhangi biri rahatsız olduğu konuyu dile getirdi mi? Bizi tacizci olarak niteleyenleri açık adreslerimizi okul kimliklerimizi ve eğitim gördüğümüz okullardaki hocalarımızın bizler hakkındaki görüşlerini gerekirse onların şahitliği ile beraber yüce Türk mahkemesine kişilik haklarına saldırı gerekçesiyle suç duyurunda bulunabileceğimizi bildirmek isteriz. Klübümüz yaptığı açıklamada isimleri acaba bizlerin bu tür bir tutum ile mahkemelere koşacağımız için mi vermediğini merak etmekteyiz. Ancak ne yazık ki isim vermeden yapılan bu hakaretlerin sonuca ulaşıp ulaşmayacağı konusunda kaygımız olduğu için bu yola başvurmayacağız ve klübümüzden isimleri istemeyeceğiz.

Biz gençliğimize rağmen yine yapıcı bir tavır almayı istiyoruz. Bizden rahatsız olan bütün F blok kombineli abilerimize ve amcalarımıza aşağıda vereceğimiz mail adreslerinden ulaşmalarını talep ediyoruz. Bizler bugüne kadar ailelerinden aldığı terbiye gereği tek bir kişinin bile kişilik haklarına saldırıda bulunmadık bulunmayacağız.

Söz konusu F blokta çoğunluğumuzun kombinesi bulunmaktadır.Sahibi olduğumuz her bir kombineyi faturalarıyla buraya koyabilir‚ kredi kartları ekstreleriyle kanıtlayabiliriz. Bununla beraber G ve H bloktan kardeşlerimizin de bizim koltuklarımızın aralarına geldikleri doğrudur ancak bu gelen kardeşlerimiz kesinlikle kimseye saygısızlık yapacak insanlar değillerdir. Aralarında F blok en ön sıralarda olan kombineli arkadaşlarımız bile oradaki kombineli saygıdeğer amcalarımızla konuşarak yer değiştirmiş ve bizlerin bulunduğu üst bölümüne gelmişlerdir. Bizler kesinlikle ama kesinlikle hiçbir Fenerbahçe taraftarının bilerek yerine oturmadık bu konuya bundan sonra daha da önem göstereceğiz. Yerlerini değiştirmek istemeyen daha alt sıralara geçmek istemeyen renkdaşlarımızın yerlerinde oturmaları için ne gerekirse yapmaya hazırız. Bizlerin tek istediği kızlı erkekli grubumuzun bir arada maç izlemesidir ve önemle belirtiyorum ki biz eğer migros kombinesi çıksaydı -ki bu kombine için yaklaşık 300 tane faks çektik klübümüze- migros tribününde yer alacaktık.

F blokta mtk budapeşte maçında bir kavganın yaşandığı da doğrudur. Bu kavgada nerden geldiği ve kim olduğu bilinmeyen sözde Fenerbahçeli bir kişi bizlere küfürler yağdırarak annemize kız kardeşimize hatta kız arkadaşlarımıza laf etmiştir. bu kişiyi tribünden uzaklaştırmak isteyen Yeditepe Üniversitesinden bir arkadaşımıza yumruk ve tekmelerle girişmesinden sonra çıkan olay yine tarafımızdan bitirilmiş ve bu ne içip stada geldiği belli olmayan kişi çevremizden uzaklaştırılmıştır.Bu tür tartışmalardan kesinlikle haz etmemekle beraber Fenerbahçe tribünlerinde kavgaların olmamasını en başta isteyenler yine bizleriz. Sezon başlarında okullarımızda yaptığımız toplantılarda bu konuyu pek çok kez dile getirdik ve bu toplantıların kayıtları da elimizde mevcuttur.

Bütün bunların dışında sadece tipimiz veya giyimimize göre bizlere çapulcu‚serseri‚apaçi diyenlerin bilmeleri gereken en önemli şey bizlerin bu tür ithamlarla birlikte kesinlikle anılmaması gerektiğidir. Bizlerden herhangi iki kişiyi tanırlarsa bu ithamlardan dolayı kendilerinden utanacaklarından emin olmalıdırlar. Biz bu tür para konularıyla kendimizi belirtmek istemeyiz ancak arasında üniversiteyi yeni bitirmiş mezun doktorların‚ mühendislerin bulunduğu hukuk fakültesi öğrencilerinin grubun en üst kademesinde olduğu sırf iyi eğitim almak için milyarları gözden çıkaran kişilere bu yakıştırmaların yapılmasının tek sebebi bizce bizim Fenerbahçe aşkımızın onlarınkinden daha fazla olmasıdır.

Evet bizler tribünde ayakta duruyoruz.
Evet bizler 90 dakika bağırıyoruz.
Evet bizler gerekirse zıplıyoruz.
Evet bizler deplasmana gidiyoruz
ve Evet bizler Fenerbahçe´yi tribünden seviyoruz.

Sizlerin oturarak izlemek ne kadar hakkıysa bizimde ayakta olmamız o kadar hakkımızdır bunu bilmelisiniz.

Ayrıca şikayet dilekçelerinde ve antu.com forumlarında yazan bazı renkdaşlarımız bizleri ´ceplerinde 15 ytl yok 1500´lük kombineyi nasıl alsınlar´ tabirleriyle akılları sıra ezmektedirler. Ceplerimizde 15 ytl olmasaydı olan arkadaşlarımız olmayanlara verir yine maçlara gelirdik‚ kombine almaya paramız olmasaydı olan arkadaşlarımız olmayanlara verir yine kombinelerimizi alırdık ve cebinde 15 ytl olmayan insanları hiçbir zaman hor görmedik‚ bugün cebimizde olan para yarın olmayabilir bunun bilincindeyiz ve Fenerbahçeliler arasındaki bu sosyal sınıf ayrımcılığı yapan ırkçı tabirleri kullanan bireyleri şiddetle kınıyoruz.

Kimsenin karısına kızına yan gözle bile bakmıyorken hatta gerektiğinde yardımcı oluyorken bu ithamları yapanlar tacizci diyenler Allah´tan korkmalıdırlar.

Bizler Fenerbahçe menfaatlerini herşeyin üzerinde tuttuk ve tutmaya devam edeceğiz umuyoruz ki bu açıklamamız Fenerbahçe taraftarını ´grubu seven‚Fenerbahçeyi seven´ diye ayıranlara da‚ cebindeki paraya göre sınıflandırana da bir mesaj olur.

Okulda Defterimizi‚Evde Annemizi‚Terk edip geldik sevgilimizi‚

´´(bir itiraz dilekçesi sahibinin deyimiyle) Metris Cezaevi´nden´´ (!)

Üniversiteli Genç Fenerbahçeliler.

u.g.f.b@windowslive.com

Sefa'dan Sorular

Spor sitelerinin Fenerbahçe sayfalarına girenler, bugün bu başlıkla karşılaşıyor. Haftaiçi Aziz Yıldırım'ın veya kulubün yapacağı açıklamadan önce Sefa gencfb.org'dan Aziz Yıldırım'a son günlerde yaşananları teker teker sormuş. Şimdi sıra başkan Aziz Yıldırım'da...

Sn. Başkanım Aziz YILDIRIM’ın dikkatine

Hafta içerisinde yazılı ya da görsel basında son yaşanan sorunlara dair açıklamalar yapacağınızı basından ve size yakın kaynaklardan öğrenmiş bulunmaktayım. Açıklamanızda şahsınıza sorduğum sorularında cevabını vermenizi ve kamuoyunu bu şekilde bilgilendirmenizi rica ediyorum.

MTK maçı başlamadan Maraton E-Blok tribününde yaşananlar sonrasında şahsıma ve grubumuz üyelerine verilen cezalar üzerine resmi sitemizden (fenerbahce.org), "Stadyuma alınmama cezası, güvenlik kameralarının tespit ettiği görüntüler neticesinde İl Spor Güvenlik Kurulu tarafından verilmiştir" ifadesi kullanılmıştır. Bu ifade doğrultusunda açıklamayı okuyanlar olaylar anında orda olduğumuzu düşünmektedir, ceza alan şahsım ve grup üyelerimizin yaşananlar sırasındaki hal ve hareketlerini gösteren görüntülerin Fenerbahçe TV’den tüm kamuoyuyla paylaşmanızı rica ediyorum.

07.08.2008 tarihinde Sn. Bülent İşcen şahsımı arayarak yanında sizin olduğunuzu beyan edip E-Blok kombineli Fenerbahçe taraftarlarının bizden rahatsız olduğunu, bu konunun çözülmesi için 08.08.2008 tarihinde Sn. Ömer Temelli ile görüşmemin bizim açımızdan iyi olacağını söyleyerek aksi taktirde sıkıntı yaşayacağımızı, bizi Başbakana ve Vali’ye şikayet edeceğinizi dile getirdi. Tehdit olarak algıladığım bu konuşmanın yapılıp yapılmadığını açıklamanızı bekliyorum.

08.08.2008 tarihinde Sn. Ömer Temelli ile Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda saat 15.00 itibariyle tribün sorunlarıyla ilgili görüşmemiz oldu. Yapılan görüşme anında oda içerisinde yer almamanıza rağmen Yöneticimiz Sn. Ömer Temelli, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu Müdürü Sn. Ayhan Bak, Sn. Özcan Tuzcuoğlu ve telefonla görüşmenin bir kısmına katılan Sn. Bülent İşcen’den görüşmenin içeriği hakkında bilgi aldığınızı ve sizden habersiz böyle bir görüşme yapılamayacağını bildiğim için görüşmenin tüm detaylarını kamuoyuyla paylaşmanızı rica ediyorum. Bu konuşmada yapılan teklif tarafımdan saklıdır.

Görüşmenin olduğu günün akşamı Sn. Bülent İşcen, şahsımı arayarak gündüz yapılan teklife verdiğim olumsuz cevap üzerine yeni bir teklif sunmuş mudur? ve bu yapılan teklife ne cevap almıştır?

Bu tekliflere vermiş olduğum cevapların almış olduğumuz cezalara etkisi olmuş mudur?

Fenerium Tribünü’nden kombine almak isteyen yaşca büyük Fenerbahçe taraftarlarını bizlerin olduğu Maraton Üst E Blok Tribünü’ne yönlendirip, oradan kombine almaları ısrarında bulundunuz mu? Bu şekilde hareket etmenizin sebebi yapılacak olası şikayetlere zemin hazırlamak için olabilir mi?

Sizin eski akrabanız, bizimse arkadaşımız olan bir kişinin annesini arayarak oğlunun bizlere kombine almamız için para yolladığını söylediğinizde, bunu nereden bildiğiniz sorulduğunda telefon görüşmelerimi dinlettiğinizi söylediniz mi? Bütün dostlarımı bu şekilde benden uzaklaştırmaya çalışmanızda ki amaç nedir? Bu şekilde hareket etmeniz beni derinden üzmektedir.

Yakın çevrenizden aldığım duyumlara göre yapacağınız açıklamalarda şahsımın Sn. Sadettin Saran’la yemek yediğini söyleyeceğinizi duymuş bulunmaktayım. Futbolcumuz Sn. Semih Şentürk’ün 2004 yılında yapılan düğününden beri kendisiyle hiçbir ortamda görüşmüşlüğüm ve konuşmuşluğum yoktur.

Bu sezon itibariyle Maraton Üst Tribünü’ne geçmemizin sebebi üyelerimizden gelen yoğun istek ve baskı sonucuyla gerçekleşti. Her üye imkanları doğrultusunda ya da imkanlarını zorlayarak E Blok ağırlıklı olmak üzere mevcut olan bloklardan kombine aldılar. Siz bu gerçeği kabul edemediğiniz için maalesef bu kombinelerin size muhalif kişiler tarafından finanse edildiğini düşünüyorsunuz. Bir tane bile kombinenin herhangi bir şahıs ya da kurum tarafından ücretsiz alındığı ispatlanırsa bütün kombinelerimizi iade etmeye hazırız.

Grup olarak 2002 senesinden bu yana ürünlerimizin Fenerium tarafından üretilmesini istememize rağmen bu isteğimiz hep olumsuz karşılandı. Bu sezon başı başlattığımız lisanslı forma alımı konusundaki kampanyamız hakkında ki düşüncelerinizi de yapacağınız konuşmada duymak isteriz.

Siz milyonlarca taraftarı olan bir camianın başkanısınız. Bu cezaların haksız olduğunu sizde biliyorsunuz. Şayet bu cezalara yaptığınız açıklamada değindiğiniz gibi bir etkiniz olmadıysa mağdur olan Fenerbahçe taraftarlarının haklarını savunmak ve bu cezaların bir kez daha gözden geçirilmesini talep etmenizi rica ediyorum. Böylesine büyük bir camianın liderine yakışanda budur.

Geçmişte hatamız çok olmuştur. Hataları kabul etmek bir erdemdir. Biz bu hatalardan arınmış, günden güne kendini geliştirmeye devam eden bir grubuz. Sizin sandığınız ve tahmin ettiğiniz GFB artık geçmişte kalmıştır. Sizinde bu gerçeği görmenizi ve birleştirici olmanızı tüm ümidimle bekliyorum.

Saygılarımla,
Sefa

17.08.2008

Bildiri Fırtınası

Son günlerde yaşanan bildiri, açıklama fırtınasına dün Feder, Vamos Bien, 1907 Gençlik ve Antu.com'da dahil oldu. 1907 Gençlik bildirisi herşeyi dobra dobra anlatmış, işin içine biraz daha resmiyet katsalardı daha iyi olurdu fakat bu dobralıkta yazının ne kadar içten yazıldığını göstererek olaya farklı bir boyut getirmiş.

Daha bir kaç hafta önce GFB ile gerginlik yaşayan taraftarın resmi sitesi Antu.com'da "Saraçoğlu Tiyatro Değildir" diyerek kendisine yakışanı yaptı diyebiliriz. Daha doğrusu olması gereken buydu.

Vamos Bien ve Feder'inde taraftar ve tribünden yana olduğunu belirten açıklamalarla diğer gruplara destek olması bu zor günlerde tribünlerin bir olduğunun göstergesi oldu artık.

Bu kadar bildiriden sonra Legend'da bir açıklama yapar mı diye sormadan edemiyor insan?

1907 Gençlik Bildirisi
Feder Bildirisi
Vamos Bien Bildirisi
Antu.com : Saraçoğlu Tiyatro Değildir

16.08.2008

Tribünler bir oldu ???

Tribünlerde yaşanan son olaylardan sonra bildiriler arka arkaya gelmeye devam ediyor. Dün Eurofeb'in bildirisini blog'a taşıdıktan hemen sonra KFY'den, akşam saatlerinde ise UNIFEB'ten açıklama geldi. Tribün grupları açıklamalarını yaparken yönetim'de olaya fenerbahce.org aracılığı ile dahil olup Fanatik'te konu ile ilgili çıkan haberi yalanladı. Yalanlama metninin son kısmında ise haftaya önemli açıklamalar yapılacağı belirtildi. Haftaya fırtına var yani...

Anlaşılacağı üzere işler giderek karışıyor, içinden iyice çıkılmaz bir hal alıyor. Gün itibariyle kalan tribün gruplarından açıklama gelir mi bilinmez fakat Kadıköy'de GFB dışında kalan üç grubun(CK,KFY,UNIFEB) açıklama yapması tribünlerin birliği açısından iyi oldu. CK'nın dediği gibi "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" demekle olmayacağını umarım kalan gruplarda anlayarak birer bildiri yayınlarlar.

Burada Eurofeb içinde özel birşeyler söylemek gerekiyor. Biz daha Kadıköy'de bulunanlardan açıklama beklerken hemen bildiri yayınlamaları, yaşananlara uzak olmadıklarını belirtmeleri takdiri hakediyor.

Grup CK bildirisi
EUROFEB bildirisi
KFY bildirisi
UNIFEB bildirisi
fenerbahce.org'un Fanatik'in haberini yalanlaması
fenerbahce.org'un Güvenlik Kurulu Kararlarını açıklaması

15.08.2008

Eurofeb'de açıklama yaptı

GFB'ye destek bu sefer Avrupa'dan, Eurofeb'den geldi. Aynı yaklaşımı keşke Kadıköy'de bulunan diğer gruplardan da görebilsek.

Gün sözde değil özde destek olma günüdür.

Eurofeb'in açıklaması

Ağzı olan konuşuyor

Derya Büyükuncu hala konuşmaya devam ediyor. Bugünde "Fenerbahçe, Türklüğü bir teneke kupaya sattı” diye buyurmuş hazretleri. Bir konuştun, iki konuştun sonra cevabını aldın oturdun. Hala neyin peşinde koşuyorsun, niye bu kadar çok konuşuyorsun? Nasıl bir adamışsın sen öyle...

"Ben yaptım, ben ettim, en büyük benim..."

http://www.sporx.com/ozel/ozelroportaj/121748/

14.08.2008

Grup CK: Son Gelişmeler Üzerine...

Aşağıda yer alan bildirge son dönemdeki taraftar ve tribün sorunlarına yönelik olup, bildirgenin yayınlanması için uygun zaman dilimi beklenmiştir.

Fenerbahçe tribünlerinde yoğunlaşarak artan ve kabul edilebilirliğini çoktan yitirmiş, her fırsatta tribün kültürünün yok edilmesini amaçlayan baskıcı ve yasakçı bir dizi tavır alındığı aşikardır.

Son senelerde uygulanmaya başlayan bu baskıcı ve yasakçı zihniyetin yaptırımları, "Taraftar" olarak kulübünü maddi ve manevi anlamda desteklemekten başka amacı olmayan bizler tarafından ziyadesiyle hissedilmeye başlanmıştır. Türkiye'de kökünü halktan almış bir kulübün, halk ile bağını kopararak salt elit ve seçilmiş kişilerin kulübü yapılması üzüntüyle izlenmektedir. Bir başka ifadeyle Fenerbahçelilik gibi bir kavramın, tutku ve sevdanın yerine moda akımı yapılması sindirilememektedir.

Bu amaç doğrultusunda tribünün özüne ait bazı kavramların içi boşaltılmak istendiğini aleni olarak görülmektedir.Tribünlerimizin en eski ve köklü oluşumlarından GFB' nin, çeşitli hamlelerle tribünlerden yok edilmek istenmesine şahit olunmaktadır.1980 yılları ile birlikte vücut bulan, aynı zamanda "efsane maraton" olarak tabir edilen tribünü yıllarca ayakta tutmuş, Kadıköy ya da deplasman sınırı gözetmeksizin Fenerbahçe aşkı için kulübüne destek olmuş, en zor günlerde yönetimin yanında olmuş GFB grubunun yok edilme isteğinin ne için amaçlandığı merak edilmektedir.

Bulunulan makamların gereği olan ‘’sorun çözme’’ felsefesinin yerine, ‘’sorun yaratma’’ mantığının benimsenmesinin bulunulan mevkiler ile ne derece bağdaştığı kamuoyunun takdirine bırakılmaktadır.Kulübümüzde ve Türk Sporunda önemli devrimlere imza atmış Sn. Başkanın, konumunun gereği olarak uzlaşmacı bir tutumun aksine, her defasında ‘’tribüncü’’ kesimi dışlayıcı bir tavır sergilemesi tarafımızca anlaşılmamaktadır.Fenerbahçe’ yi Avrupa standartlarının üstüne çıkarmak amaç edinilirken, bu yükselişin salt para ile olmayacağı ve beraberinde maneviyat teşkil eden değerlerinde bulundurulması gerektiği kat-i doğruların ürünüdür.Ortak amaca, yani Fenerbahçe adına doğruya giden yolda en büyük gücün bölünmüşlük ve sevgisizlikle değil, uzlaşmacı ve bütünleyicilikle olacağı unutulmamalıdır.

Bütün bu sorunlar ekseninde , 1999 yılında salt Fenerbahçe sevdalıları tarafından kurulan grubumuzun Fenerbahçe adına üretme konusunda haz almama noktasına geldiği bizler için bir gerçektir.Bin bir emekle ve özveriyle gerçekleştirilen, menfaatsiz ve karşılıksız bir anlayış ile bezenen hizmetlerimiz, yaşanan genel sorunların gölgesinde kalarak ciddi bir rahatsızlık yaratmış durumdadır.Yaşanan bu sorunlar, Fenerbahçe adına üreteceklerimize bugünden ipotek koymaktadır.

Son olarak ... Tribünlerimizde yaşanan genel deformasyonun ana nedeninin birlikten yoksun oluşumuzun olduğu bariz olarak anlaşılmaktadır. Şirket yönetmekle kulüp yönetmeyi bir tutan anlayışların, bizi biz yapan değerlerden anlamayacağı düz mantığın sonucuyken, omuz omuza olduğunu her fırsatta dillendiren kesimin yaşanan çeşitli ve sürekli sorunlar karşısında duyarsız ve pasif kalması tarafımızdan kabul görmemektedir.

1 Ekim 2006 tarihinde oynanan Bursaspor maçında vuku bulan ve günümüze kadar uzanan olaylar bir takım gerçekleri de beraberinde getirmiştir.Kişisel veya kurumsal hedeflerini Fenerbahçe ve Fenerbahçe tribünlerinin önüne geçirenlerin varlığı, bizleri bu tribünde birliğin olmayacağı mantığına yöneltmiştir.Bu düşüncenin ürünü olarak yıllardır içerisinde bulunduğumuz Taraftarlar Birliğinden, an itibari ile ayrıldığımız kamuoyunun bilgisi dahilinde olması gereken önemli bir noktadır.Yüreğindeki Fenerbahçe sevgisini belirli hesaplarla birlikte taşıyan , aynı yolda yürüdüğü insanları şahsi hesaplar ile yarı yolda bırakan, kişisel faydaları her fırsatta genel faydanın önünde tutan mantıkların kısmi olarak bulunduğu bir ortamda varolmak, bizlerin kendi değerlerine göstereceği saygısızlık olacaktır.’’Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’’ mantığı ile, bugün ve dün olan kalıtsal sorunlara kayıtsız kalanlar şunu iyi bilmelidir ki; bu rüzgar hep aynı yöne esmeyecektir.Değerlerimizi kaybetmemize neden olan çeşitli tribün sorunlarına duyarsız kalanlar, er geç bu rüzgardan nasibini alacaktır.

Saygılarımızla...

Gözlerimi Kapattım

Ne yalan söyleyim, maç öncesi öyle bir hava yaratıldı ki sanki maçı Fenerbahçe ile Partizan tribünleri oynayacaktı. "Bak arkada meşhur Grobari'nin pankartı, Alcatraz pankartıda güzelmiş" derken, önce çizgiden çıkartılan top ardından iki tane yiyince kendimize geldik. Az Galatasaraylı, bol Fenerbahçeli olan bir mekanda, oturduğum yerde sıcaktan sucuk gibi olmuşum, bunlar yetmezmiş gibi Partizan bir tane daha atıyor. Gol olmadığını idrak edene kadar acıların çocuğu moduna girmişim zaten. Maçı anlatan zevzek "gözlerimi kapattım" tarzından birşeyler saçmalıyor ama durum o kadar kötü ki gülemiyorum bile. İlk yarının sonunda Alex penaltıdan atıyorda bir tane kendimize geliyoruz. İkinci yarıya daha iyi başlayan bir Fenerbahçe ve beraberlik golü. Maçta öyle sonuçlanıyor zaten. Tur için herkes umutlu fakat devamında ne olur orası koca bir soru işareti şu an için.

Gelelim Kazım'ın formayı yere atmasına. Hemen hemen heryerde haberi var fakat görüntüye rastlamadım. Daha önce Tomas böyle bir hareket yapınca sezon sonunda takımdan gönderilmişti. Aynısı Kazım için geçerli olur mu,gitmek istiyorum diyen Kazım'a gitmesi için sebep mi olur yoksa üzerine sünger mi çekilir bilemiyorum. Fakat kurumsallaşan Fenerbahçemizde böyle şeylere önem verilmediği için ufak bir kulak çekmeyle geçiştirilir gibi geliyor.

12.08.2008

İkinci Perde


MTK maçından hemen sonra Senaryo ve Arkası Yarın gibi diyerek yaşananlar hakkında ufak bir iki şey karalamıştık. Daha olaylar tazeyken bugün başta Sefa Abi ve beraberindekilere birer sene maç yasağı getirildi. Cezanın nedeni ise MTK maçında maraton üstte yaşananlar. Yaklaşık 25 kişinin ceza aldığı söyleniyor, fakat en doğru bilgi GFB'nin resmi sitesinden yapılan açıklama olacaktır. Daha önce bu olanların hepsine Senaryo demiştik, şimdi aynı senaryonun ikinci kısmına geçtik.

Bundan sonra ne olacak?

Cezanın içeriğine göre ya deplasmandaki Gaziantep maçında ya da içerdeki Partizan maçında maraton üstte yine kavga çıkartılacak, suçlu GFB ilan edilecek, olay kombine iptaline kadar varacak gibi duruyor. Umarım yanılan tarafta olurum fakat oyunun aynısı daha öncede oynandı.

Yazık...

Ekleme : Grup CK, Partizan maçından sonra açıklama yapacağını duyurdu, inşallah diğer tribün gruplarımızda aynı duyarlılığı gösterir.

11.08.2008

Beter ol D-Smart


Fenerbahçe'nin deplasmanda Partizan ile oynayacağı maçı yayınlayacak kanal belli oldu. Ne yazık ki D-Smart.

D-Smart bundan önce İstanbul'da oynanan maçları yayınlıyor, deplasmanda oynanan maçları ise başka bir kanal alıp, yayınlıyordu(en son MTK maçında olduğu gibi). Bu sefer nasıl olduysa (galiba Sırp kanalı ile kimse anlaşamadı) D-Smart yayın hakkını almış. Reklamları D-Smart'ta ve Aydın Doğan'ın kanallarında dönmeye başlamış bile. İnternetten D-Smart'ın yayın akışına bakıldığı zamanda ne yazık ki bu bilgiye ulaşılıyor. Bu şartlar altında maçı dışarda seyretmek için bir yer bulmak gerekiyor. Tabi göz önünde bulundurulması gereken en önemli nokta ise aynı gün 21:15'te başlayacak olan Galatasaray-Bükreş maçınında D-Smart'tan yayınlanacak olması.

Partizan - Fenerbahçe
13 Ağustos 2008
22:00 D-Smart

D-Smart yayın akışı

7.08.2008

Belgrad deplasmanı

Partizan eşleşmesi sonrasında Belgrad deplasmanına sağlam bir organizasyonla gidilse, bizde arada memleket görsek keşke diyerek sabah kendi çapımızda çalışmalarımıza başladık. Belgrad pek turistik bir yer olarak anılmadığı için tur düzenleyen şirket bulmak kolay değil tabi. Ufak bir otel, uçak araştırması sonrasında sıra acı bir gerçek olan vize konusuna geldi. Daha Google'a "Sırbistan Vizesi" yazmamışken GFB'den vize konusunda problem çıkarıldığına dair açıklama gelince bu deplasman hayalleride yattı.

Karşılaşma için Sırbistan'a kalabalık bir şekilde gitmeye hazırlanıyorduk fakat Kosova'nın bağımsızlığını tanıyan ülkemiz için Sırbistan hükümeti tarafından vize için bir çok zorluk ve engel çıkarıldığı öğrenmiş bulunmaktayız. Bu sebepten dolayı yapacağımız organizasyonu iptal etmek zorunda kaldık. "Her zaman, her yerde" desteklediğimiz Fenerbahçemizi bu zorlu deplasmanda yalnız bırakacağımız için üzgünüz. Fenerbahçemize başarılar diliyoruz. Kalbimiz sizinle..

Genç FENERBAHÇELİLER

6.08.2008

Leblebi gibi gol atmak

Daha bir kaç saat önce 5 çakarız 10 yaparız gibi söylemlerden korkuyorum, erkenden işimizi görelim sonra keyfimize bakarız demiştim. Dileğimin kabul olacağını bilseydim Yukardakinden daha başka şeylerde isterdim. :)

Bu akşam için söylenecek tek şey Semih'in leblebi gibi gol attığıdır. Yarın gazetelerde leblebi gibi gol atmak klişesi yeniden hortlarsa bunun tek sorumlusu da Semih'tir. Ne güzel aşırttı, ne güzel vurdu toplara. Varsın böyle güzel maçlardan sonra geçmişten gelen bütün spor sayfası klişelerini günümüze taşısın Semih. Kalecinin armut gibi olması Semih'in başarısını gölgelerse bu da goygoycu spor medyasının işgüzarlığıdır. Takıma değinmemiz gerekirse anlatıldığı kadar da kötü değilmiş demek istiyorum fakat rakibin zayıf olmasının bizleri yanıltma ihtimalininde üzerinde duruyorum.

Şimdi rakip Inter Bakü'yü eleyen Partizan... Gönlüm Azerilerden yanaydı. Hem daha kolay bir rakip olurdu, hem de turistik gezi gibi Azerbaycan'a bir tur düzenlenir, birimiz ŞL'ye birimiz UEFA'ya güle oynaya giderdik. Fakat rakip Partizan olunca insan bu elemanların arızalı taraftarlarını ister istemez düşünüyor. İlk maç için deplasmana gidecek olmamız her açıdan iyi oldu. Olası bir durumda İstanbul'da hesap görülür, Pana maçında olduğu gibi tongaya düşülmez umarım. Tabi karşılıklı taraftar götürülmeme gibi bir karara varılırsa bizde burada uslu uslu maçımızı izleriz.

Gönül isterki İstanbul'dan organizasyonlar yapılsın, şöyle güzel bir yurtdışı deplasmanımız olsun uzunca süre anlatılsın, bizde ŞL vizesinin alalım.

Budapeşte Deplasmanı

5 çakarız, 10 yaparız gibi iddialı demeçlerden her zaman korkmuşumdur. Birde rakiple geçmişte yaşanan kötü anılar varsa bu korku dahada artar bende. Bu akşam için konuşacak olursak durum aynen böyle benim için. Öyle rahat rahat izlenebilecek bir maç olduğunu düşünmüyorum. Tabi bunda ilk maçı izleyememiş olmanın ve kulaktan dolma bilgilerle takımın orta sahasının olmadığı şeklinde bilinç altına işlenmiş yorumlarında etkisi yok değil. Maçın başlarında erkenden işimizi görelim sonra keyfimize bakarız.

Hadi çubuklu, yüzümüzü kara çıkartma, kanser etme bizi buralarda...

Not: Fotoğraf 1999'daki Budapeşte deplasmanından...

5.08.2008

Arkası Yarın gibi...

-MTK maçında yaşananlar

-GFB'nin açıklaması

-Antu'nun "OLMADI GFB" demesi

-GFB haklı olduğu yerde kimseden özür dilemez açıklaması

-Forumlarda yaşanan tartışmalar

-Metin Şen'in "Okuduğunuzu iyi anlayın" başlıklı bir yazı yazması

-Sefa'nın konu hakkında son cevabı

Olay bir anda Arkası Yarın gibi oldu. Forumlardan birbirine sallayanlar, okumadan, bilmeden yorum yapanlar, olaydan haberi olmayıp konuya salça olanlar, hakaretler ve internet sitelerinden karşılıklı yapılan açıklamalar.

Benimde olayın yarım yamalak şekilde takip ettiğim kısmı bu kadar. İçerdeki ilk maça kadar ortalık sakinleşti diyebiliriz sanırım. Tabi yarın akşam MTK maçında tribünde bir saçmalık yaşanmazsa.

1.08.2008

Senaryo

Çok uzaklardan izliyoruz olanları bitenleri...

Yok yere tahrikler, çıkartılan kavgalar, provakasyonlardan bahsediliyor. İşin içinde olanlarda doğruluyor olanları. Herkes Fenerbahçe'nin menfaatleri için uğraşırken bu kadar zorluk çıkartmak FENERBAHÇE BAŞKANI sıfatını taşıyan birisine yakışmıyor.

Bu işin sonu bu sefer çok karanlık. Sanki birileri senaryo yazmışta, maraton üstte sahneleniyor bu İKİNCİ oyun. İlk oyun; Kadıköy'de oynanan tüm grupların bir araya geldiği Bursaspor maçında başladı, Alkmaar maçında zirve yaptı ve deplasmanda oynanan Bursaspor maçında kanlı bir finalle perdeyi kapatmıştı. Bu ikinci oyunun finali bakalım nerede ve nasıl olacak?

Konuyla ilgili GFB'de yaptığı açıklama ile resmi olarak köprüleri atmış durumda diyebiliriz. Doğru mu yanlış mı tartışılır, benim görüşüm geç bile kalındığı yönünde fakat bu işin sonu gerçekten çok canlar yakacak gibi bu sefer.

Kardeş kanı dökülmesinde yine...