25.07.2008

Kısa bir mola

Bir ara daha veriyoruz. Yaklaşık iki hafta kadar buralardan uzaktayım. Geçen akşamın tadı damağımızda kalmışken MTK maçını kaçıracak olmamız üzücü tabi(sonu üzücü olmasında) Bulunduğum yerden bir iki şey karalamak için fırsat bulabilirim belki, o yüzden blogu iki hafta boyunca kapattık demiyelimde rölantiye aldık diyelim bu sefer.

Tekrar görüşmek üzere,

24.07.2008

Burası Maraton Burada Susmak Yok

Beklenen buluşma nihayet Maraton Üst E ve F blokta gerçekleşti. Herkes ne de çok özlemiş bağırmayı, birlik olmayı. Yenisinden eskisine kadar bir çok bestenin söylendiği, sıcaktan öldüğümüz yorucu ama çok güzel bir gece oldu. Daha saat 6'da milletin stad çevresinde toplanmaya başlaması gecenin güzel olacağının habercisiydi zaten. Kızıltoprak ve civarının normal bir lig maçından farkı yoktu. Ne boş ne de dolu...

Kulaktan kulağa yayılan E Blok'un özel tribüne çevrilmesi olayı ise ciddi anlamda "yuh" artık dedirtiyor insana. Maraton Üst'ün koca koridoru A-B-C-D-E ve F-G-H-I olarak araya duvar çekmek suretiyle ortadan ikiye bölünmüş, bu da yetmemiş içerde sadece E Blok giriş ve çıkışı için büyük bir oda yapılmış. Kapısında güvenliklerin durduğu bu kapıdan kartınızı göstermeden giremiyorsunuz. Sanki tecrit odası...




Haydi söyle, Hastaneler doldu taştı ve şimdi hatırlayamadığım diğer besteler ile esen nostalji rüzgarı Amigo Nuri'nin makarası ile son buldu. Rivayete göre Amigo Nuri'nin makara esnasında sesi televizyondan bile duyulmuş.

Sıcak bir yaz akşamı, pahalı biletlere rağmen umut vaadeden bir tribün. Darısı MTK maçına...

Not: Fotoğraflar Antu Forum'dan.

23.07.2008

Emre ve isimsiz yorumcuları

Ben bu adam hakkında ne yazsam inatla, alakasız konulara, saçma sapan hakarete varan yorum yapan bir tip vardı, sanırım aralarına bir iki kişi daha eklendi. Akıl sağlığımdan şüphe edende oldu, küfür edende, Fenerbahçeli kılığına bürünmüş Galatasaraylı olduğumu iddia edende. Fenerbahçe'yi neredeyse 7/24 yaşayan birisi olarak akıl sağlığımdan bende dönem dönem şüphe ediyorum fakat halimden memnunum Allah'a şükür. Küfürler sizin olsun fakat şu Galatasaraylı olduğumu iddia eden kişinin bunu bir şaka ya da kendi çapında bir hakaret olarak yazdığına inanmak istiyorum. Bloga 200 küsür yazıda sadece Fenerbahçe hakkında yazmışım, yorum yapmışım ve bunu Galatasaray'lı olarak yapmışım. Bak sen...

Evet canım kardeşim kimliğimi ortaya çıkardın seni tebrik ediyorum. Benim gibi tipleri Taksim'de sallamak lazım bak bi daha yapıyorlar mı, değil mi?.

Asıl Galatasaraylılar Fenerbahçe formasını giyip, milyon dolarları yattığı yerden cukka yapmaya hazırlanırken sen beni GS'lı yapmışsın. Hava çok sıcak, soğuk bi duş al, kendine gel sonra bir daha düşün...

Bu kadar saçma açıklamadan sonra Emre Belözoğlu'nun canlı yayında formayı giydiği fotoğrafı ekleyelim, yaşasın HDTD diyelim, akşamki maç için tatilini yarıda kesip gelen keratalar ile erkenden Nazlı'da buluşmak için haberleşelim.

34. Hafta Trabzonspor Deplasmanı

2008-2009 sezonunun fikstürü hepimize hayırlı uğurlu olsun. Geçtiğimiz yıllarda çekilen fikstürlere çok benzeyen fikstür çekimi!! sonrasında derbilerin tarihleri ve Trabzon maçları ;

10. Hafta
Fenerbahçe - Galatasaray

13. Hafta
Fenerbahçe - Beşiktaş

17. Hafta
Fenerbahçe - Trabzonspor

olarak belirlendi. Geçtiğimiz sezon son hafta değerlendiremediğimiz Trabzon deplasmanı bu sezon umarım heba olmazda 96 senesi gibi senelerce anlatılacak bir Trabzon deplasmanı yaşarız hep beraber.

22.07.2008

Heyecanla beklenen hazırlık maçı

Belki de ilk defa bir hazırlık maçını bu kadar heyecanla bekliyorum. Gerçi hiçbir hazırlık maçından haz etmem fakat bu sefer Shaktar maçında maratonda iyi kötü bir toparlanma olacağı için heyecanla yarın akşamı bekliyorum.

Geçtiğimiz sezon Roberto Carlos'a rağmen bomboş tribünlere oynanan Shaktar maçının yarın akşamda bilet fiyatlarından dolayı pek farklı olacağını zannetmiyorum fakat yarın akşam maraton üstte bulunacaklar için eminim çok ilginç bir gece olacak.

21.07.2008

Sanat Eseri

Bu kadar profesyoneli olamaz belki ama buna benzer eserler bizim tribünden de çıksa fena olmaz hani.
Gerçi bunlara ne kadar benzer tartışılır ama bizim Hasırcıbaşının boyadığı doğalgaz dolabını(ya da her neyse) bu kategorinin içine koyabiliriz sanırım.
Devamı gelse daha profesyonel eserler mutlaka çıkacaktır.

18.07.2008

19.07 Dünya Fenerbahçeliler Günü

...adınla, takımınla, taraftarınla
En büyük sensin Kanarya...

YAZIK

Temmuz ayının ortasında hafta içi oynanacak hazırlık maçının kale arkası bilet fiyatı 33 YTL. Yine Temmuz ayında dandik bir Avrupa maçının kale arkası bilet fiyatı 66 YTL.

Söylenecek tek kelime "YAZIK".

Bu fiyatların hiçbir şekilde mantıklı bir açıklaması olamaz. Transfer, bütçe geyiğide bir yere kadar.

17.07.2008

Takiyuddin

Blogu takip edenler Fenerbahçe dışında pek yazmadığımı bilirler. Aslında ülkede üzerine yazılacak, anlatılacak çok fazla konu var fakat blog sınırları içerisinde değinmemeye hep özen gösterdim. Efsane Maraton adı altında blog yapmaya başladığımda bir kaç yazı yazmıştım ama sonra blog kendi yolunu çizdi sadece Fenerbahçe oldu. Güzelde oldu. Bugün için bu kuralı gözardı edip Ankara'da Melih Gökçek ile ODTÜ arasında yaşanan gerilim hakkında bir iki şey karalamak istiyorum.

Konunun özeti ODTÜ'nün bazı binaları kaçakmış, Melih Gökçek efendi bunlara ceza kesmiş sonrasında işi yıkıma kadar götürürüm diyor. Haber burada. Çok afedersiniz ama iyi ... yiyor. Be adam sen kaç senedir Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanısın, niye çıkıp bugün yıkarım diyorsun. Ankara'da her dert bitti, suyu buldun, tüm kaçak yapılaşmayı bitirdin de bir tek ODTÜ mü kaldı. Ülkede bilim üreten, adam yetiştiren yerleri zaten parmakla sayıyoruz sen kalkmış yıkarım diyorsun. Yapar mısınız, yapar sınız.

Lisedeyken okula Emre Kongar gelmişti. Klasik muhabbet bizi toplayıp götürmüşlerdi. O zamanlar kendi adıma konuşursam Emre Kongar'ın adını duyuyorum, kim olduğunu biliyorum fakat elime kitabını alıp okumuşluğum yok. Laf lafı açarken bize Takiyuddin kim bilen var mı diye sordu? Doğal olarak yok tabi. Fırlamanın biri çıkıp "dayım olur kendisi" dedi. Nasıl duydu anlamadım ama epey kızmıştı salondaki herkese. Hızını alamayıp salonda bulunan hocalarada kaymıştı "Siz burada ne öğretiyorsunuz" diye. Ondan sonra başladı Takiyuddin'i anlatmaya. Öğrendik ki Takiyuddin Osmanlı'da ilk rasathane'yi kuran Türk gökbilimcisiymiş. Biz vay, of derken buluşlarını öğrendikçe doğal olarak gurur duyuyorduk. Galileo'nun doğumu 1564 Takiyuddin'in rasathaneyi kurması 1575 derken herkesin ağzı açıktı. Tabi bu gurur duyma hali iki dakika sonra rasathane'nin günah diye topa tutularak yıkıldığını öğrenmemizle yerini derin bir sessizliğe bırakmıştı. Konu Osmanlı'nın geri kalma nedenleriydi. Emre Kongar salondan çıkarken bir daha Takiyuddin'i unutmazsınız demişti. Harbiden unutmamışım.

Konuyu fazla dağıtmadan iki olayı üst üste koyuyorum yorumuda sizlere bırakıyorum.

Not: İstanbul'da yaşayan birisi olarak blogda daha öncede Melih Gökçek'le ilgili birşeyler yazmışım. Bu da ilginç bir ayrıntı olsun.

Otobüs taşlama ve resmi site

Dün akşam oynanan Sparta Prag maçından sonra takım otobüsü Avusturya'da taşlanmış. Olay ne yazık ki üzücü fakat daha üzücü olan fenerbahce.org'un olayı Galatasaray'lı taraftalar yaptı diye vermesi.

Takım otobüsü taşlama hadisesi ne yazık ki ülkemiz sınırları içerisinde bir gerçek. Anadolu kulüplerinin oynadiği maçlarda neredeyse her hafta vukuu bulan bu olay İstanbul takımlarının başına geldiği zaman on puntoluk haber oluyor. Buraya kadar hepsi bildigimiz hikayeler. Fakat bu sefer yaşanan taşlama olayının Avusturya sınırları içerisinde olmasi ilginç olmuş.

Gelelim bizim resmi sitenin bu konudaki bombasına. Fenerbahçe'nin Resmi Sitesi olan fakat resmi adını taşımasına rağmen görevini layıkıyla yerine getiremeyen, çoğu zaman Galatasaray ismini kullanmamaya özen gösteren resmi sitenin bu sefer direk olarak Galatasaray'ı hedef göstermesi ne kadar doğrudur? Antu yapsa, öteki taraftar sitesi yapsa anlarım(zaten karşılıklı olarak çok fazla örneği var bunun) ama resmi sitenin bunu yapması nedir?

Bayram Tutumlu olayında GS'den örnek verip Emre Belözoğlu'nun kariyerinde GS'den bahsetmiyorsun. Kendi içinde çelişiyorsun... Birde yönetimin çok değil bir kaç ay önce Kalamış Tesisleri olayına ses çıkarmayıp bugün rakibi hedef göstermesi olayı var.

Kim kardeşim bu resmi site dediğimiz fenerbahce.org'un editörü? Yerine resmen talibim...

15.07.2008

Fenerbahçeli olmayanı takıma almam!

Başlıktaki sözler Şenol Çorlu'nun Sporx'te yayınlanan röportajından.Şenol Çorlu Fenerbahçe altyapısının başında bulunuyor. Görevinin resmi adı Fenerbahçe Gençlik Geliştirme Program Koordinatörlüğü. Çok güzel söylemiş fakat Şenol Çorlu'yu o göreve getirenler öyle düşünmüyor ne yazık ki. Röportajın devamında ise

"Daha küçük yaşlardaki çocuklardan özellikle Fenerbahçeli olmalarını istiyorum. O şart benim için. Çünkü, çocuk buraya duygusal anlamda bir bağ kuramazsa büyük yaşta o çocuktan verim almak çok zor.”

demiş. Güzel güzel anlatmış tüm planlarını, yaptıklarını. 1995'lilerin sağlam geldiğini ama önemli olanın takip etmek olduğunuda belirtmiş.

Birde şöyle birşey anlatmışki röportajında takdir ettim.

"Geçenlerde bir çocuk geldi, koyu Galatasaraylıymış, almadım. Ailesiyle konuştum. Teşekkür ettim. Zaten arkadaşları 'Mondi' diyormuş. Kendisini Mondragon ile bütünleştirmiş... Bu duygusal bağlılığı yakalamak lazım, yoksa bunun sıkıntısını ilerleyen yıllarda çekeriz."

14.07.2008

Valencia yolcusu mu?

Öğlen saatlerinde telefona bir mesaj. "Aragones'e Valencia'dan teklif varmış" diye. Kaynak Marca imiş. Marca lafını duyunca hemen Aceto Balsamico'ya bağlandık. Vallahide yazmış İspanyollar. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Kulağa çok saçma bir haber gibi geliyor ama Marca'nın(Fanatik, Fotomaç bitti artık Marca'yı da takip eder olduk:)) bu transfer sezonunda patlattığı bombalar ile başarılı bir grafik çizdiğini göz önüne alırsak(Aragones, Güiza, Aurelio) vay anasını sevgili izleyenler diyoruz. Olursa cümbüşe gel...

Güiza

20.000 kişi beni karşılayacak dedi fakat o kadar kişi karşıladı mı bilmiyorum. Bizden hangi yönetici transfer görüşmelerinde sıktıysa iyi sıkmış Güiza'ya. Neyse efendim Güiza İstanbul'a ayak bastı. Yarında imza töreni var Kadıköy'de, belki orada binleri buluruz. Hayırlı uğurlu olsun...

13.07.2008

Doğru işler yapılmıyor

Rıdvan Dilmen'in bugünkü köşesinden...

"Aziz Yıldırım’la oyunculuğumda da çalıştım, antrenörlüğümde de. Fenerbahçe’ye verdikleri inkar edilemez. Her zaman Fenerbahçe’yi nasıl daha büyük hale getireceğini düşünür. Mükemmel bir spor kulübü yaptı. Ancak! Maalesef futbol takımı için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim Son 2 yılda müthiş harcamalar, müthiş transferler. Komple değişen kadro. Teknik direktör dahil. Ve bunun sonucunda şu vasat ligde 70 puanla 1 şampiyonluk. Averajla bir ikincilik. Fenerbahçe’nin bu ekonomik yapısıyla, doğru işler yapılsaydı 10 yılın 9’unda şampiyon olması gerekirdi

Türkiye’de 4 tane büyük kulüp var... Diğerlerinin öncülüğünü yapıyorlar bir bakıma. Zaten tarihe baktığımızda 5. bir takım çıkmamış şampiyon olarak. Her geçen gün futbol ekonomisindeki para arttıkça yönetimler kötüye gidiyor...Benim oynadığım yıllar ve benden önceki yıllara baktığım zaman her ligde hemen hemen bütün kulüplerde sürekli kongre olur ve yönetimler değişirdi. Çünkü maddi ve manevi bütün yük başkan ve yöneticilerin üzerindeydi. Ve bu yükü kaldıramıyorlardı. Antrenör kıyımı da bu kadar olmuyordu. Rant arttıkça bir düşünün kongreler kaç yılda bir oluyor, başkan ve yöneticiler ne kadar sık değişiyor? Tüzük gereği kongreler olsa da başkanlar ve yöneticiler hep aynı... (Yanlış anlaşılmasın, bu insanlar bu rantı ceplerine koydukları için değil)Sürekli antrenör ve oyuncular değişiyor... Antrenörlere güle güle, oyunculara güle güle... Takım kadroları sürekli değişiyor. Ama yönetenler hep kalıyor... Çünkü o koltuklar çok rahat ve havalı... Çünkü suçlu hiç onlar değil... Soran da, sorgulayan da yok...

3 büyüklere göz atalım
Fazla uzağa gitmeye gerek yok, son 8 yılda 3 büyükler kaç antrenör değiştirmiş? Kaç oyuncu gelmiş, gitmiş? Bu son 8 yılda Beşiktaş da şampiyonluk görmüş, Fenerbahçe de, Galatasaray da... Şampiyon olamayınca hemen antrenörü göndermişler... Yani demek istiyorlar ki; “suç bizde değil, sahadakilerde...” Ancak! Başarılı olunursa zaten hep onlar yapıyor... Bu ülkede bu takımlardan başka şampiyon olan mı var? Trabzon’dan başka... Önemli olan bu bütçelerin, bu ciddi gelirlerin hakkını verebilmek...Fenerbahçe ile başlayalım; Aziz Yıldırım’la oyunculuğumda da çalıştım, antrenörlüğümde de çalıştım. Özel hayatımda da görüşüyorum. İnsan olarak da inanılmaz severim. Fenerbahçe’ye verdikleri de inkar edilemez. Her zaman Fenerbahçe’yi nasıl daha büyük hale getireceğini düşünür. Bizzat yapılanları kendi denetler. Mükemmel bir spor kulübü yaptı. Ancak! Maalesef futbol takımı için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. 70 milyon dolara iki oyuncu alabilecek durumu geldi Fenerbahçe (Güiza ve Emre). Kısa geçmişe baktığımda ise görüyorum ki kimler gelmiş, kimler geçmiş Fenerbahçe takımından... Milli Takım ve Fenerbahçe’nin göz bebeği Semih birkaç yıl önce bu takımın beşinci forvetiydi. Pierre Van Hooijdonk, Anelka, Tuncay, Serhat, Nobre, arada Zafer Biryol ve Murat Hacıoğllu gibi bir sürü oyuncu geldi, gitti.2-3 sezon öncesine dönelim: Kalede Rüştü, savunmada Serkan, Luciano, Servet (Önder), Ümit Özat, orta sahada Aurelio, Appiah, Mehmet Yozgatlı, Tuncay, önlerinde Alex ve en uçta Nobre (Anelka). Teknik Direktör Christoph Daum. Yani 2 sezon önce oynayan takım ve onların antrenörü bu.

İki kişi oynuyor
O şampiyonluk kaçırılan Denizli maçından bu yana ise 2 yıl 2 ay geçti. Bir bakın bakalım yukarıya... Teknik direktör ve oyuncular dahil şu anki kadroda kaç kişi kalmış? Neyse... Sizi yormayayım, ben söyleyeyim: 2. Önder ve Alex. Önder de direkten döndü. Rusya’ya gitti, geldi. Son 2 yılda da müthiş harcamalar, müthiş transferler. Komple değişen kadro. Teknik direktör dahil. Ve bunun sonucunda şu vasat ligde son 2 yılda 70 puanla 1 şampiyonluk. Son yılında da ikinciliği averajla kurtarıyorsun. Fenerbahçe’nin bu ekonomik yapısıyla, doğru işler yapılsaydı 10 yılın 9’unda şampiyon olması gerekirdi. Fenerbahçe’nin 2 oyuncuya 70 milyon dolar verebilecek gücü var. Rakiplerinin ekonomik durumu da ortada... Borç gırtlağa gelmiş, haklı olarak bu kadar yüksek ücretlerle oyuncu alamıyorlar. Ama şampiyonluk hanesine baktığında 17, 17 yazıyor Galatasaray’la.Gelelim çeyrek final sevincine... Tarihinin en büyük başarısı herkesi mutlu etti. Ama beni tatmin etmedi. Ben Fenerbahçe’nin bu yapısıyla doğru işler yapılırsa çeyrek, yarı finallerin hatta finallerin gediklisi olması gerektiğini düşünüyorum.

Emre’den umutluyum
Önümüzdeki sezon Emre’den kariyerinin en iyi performansını bekliyorum. Alex’in temposunun artacağını düşünüyorum. İki forvet oynanacağı için de Kezman’dan büyük bir çıkış bekliyorum. Takımın attığı gol sayısında geçmiş yıllara göre artış olacağı; ama takım savunmasında da zaafiyet yaşanacağı kanaatindeyim.

Sıkıldım artık
Fenerbahçe’yle ilgili şunu da söylemeden geçemeyeceğim: Sıkıldım artık spor basınının kamplarla ilgili raporlarından... Oyunculuğumda da antrenörlüğümde de yorumculuğumda da yıllardır okuyoruz. Aragones futbolcular kadar koşuyor, bir de en az diyerek... Rıdvan pestilini çıkardı takımın... Zico baba gibi... Futbolcular beşer kilo verdi... Allah aşkına artık bunları yazmayalım. Kimse bunlarla ilgilenmiyor. Aptal yerine koymayın insanları....

Üzülüyorum
Üzülüyorum da... Bayram Tutumlu’yla kulüp arasındaki inatlaşma yüzünden çok değerli, en istikrarlı ve yerli olarak faydalanabildiği bir oyuncuyu göz göre göre kaybetti Fenerbahçe. Yine üzülüyorum Teknik Direktör Aragones Fenerbahçe’ye geliş sebebini şöyle açıklıyor: “Fenerbahçe reddedilmeyecek bir teklif yaptı.” Bir hafta sonra Güiza “Hiçbir İspanyol kulübünden teklif almadım... Beni memnun edecek bir para kazanacağım. Hem ben hem de Mallorca çok memnunuz’’ diye demeç veriyor. Evet! Çok başarılı bir yıl geçirip geldiler. Ama burası da Fenerbahçe. Onlar Fenerbahçe için ne kadar önemli transferse, Fenerbahçe ve Türkiye de onlar için bir piyango. Biz bilmiyoruz maalesef kendi kıymetimizi..."

12.07.2008

Fenerbahçe Collage

Don Can imzalı Fenerbahçe kolajı...

8.07.2008

Kimler gelmiş kimler...

Amanda aman... İspanya'nın gol kralı gelmiş.

Bazı konularda ne kadar kızsamda doğru, güzel bir iş yapıldığı zaman takdir etmek gerekir. Ortada verilen milyonlarca dolar var, Türk futbol tarihinde bir futbolcuya ödenen en yüksek rakam olması gerekiyor bunun. Ederi bu mudur, bu kadar para verilir mi konusu tartışılır fakat bu kadar parayı gözünü kırpmadan verebilmek içinde çok büyük işler yapmak gerekir. Hepsi bir yana Avrupa'nın en iyi liglerinden birisinin gol kralını Türkiye gibi bir ülkeye getirmekte ayrı bir meziyettir. Aragones faktörü mutlaka işin içine girmiştir fakat sonuç olarak adam Fenerbahçe'ye imza atmış mıdır, atmıştır.

Böyle mutlu mesut yazıyorum fakat Emre ve Burak Yılmaz transferlerini hala içime sinderemiyorum. Bir transferlede unutacak değilim. Keza, Aragones çok sevilmiş gibi duruyor fakat kafalarda hala soru işareti yok değil. Neyse efendim biz Güiza transferinin keyfini çıkartalım bu akşam, parasından pulundan bana ne. Forma satışı, kombine satışı çıkartır heralde transferin parasını.

Unutmadan, Güiza'nın eşi mi, kız arkadaşı mı, menejeri mi yoksa all-in-one manitası mı bu diyarlarda magazin sayfalarına, arka sayfalara çok konu olacak gibi. B..unu çıkarmasak bari.

7.07.2008

Kamp Hayatı

-Daha kampın ilk gününde Deivid'in sakatlanması, belki de sezonu başlamadan kapatması gerçekten sinir bozucu bir durum. Geçen sezon ortaya koyduğu performansla değişilmezler arasına giren Deivid'in yokluğunu fazla hissetmeyiz umarım.

-Yoğun yağmur antremanları engelliyormuş. Nedir kardeşim bu yağmur olayı? Biz burada susuzluktan ölüyoruz, bu orta Avrupa coğrafyasına yazın ortasında sürekli yağmur yağıyor.

-Aragones antremanların sadece ilk 15 dakikasını basına açarak ilk postasını koymuş medyaya.

-Kamp böyle kötü başlamışken bugün hazırlık maçlarının tarihleride açıklanmış. Adam gibi rakip olarak Sparta Prag ile geçen sezonda Kadıköy'de hazırlık maçı yaptığımız Shaktar var. Maraton Üst'ün yeni sakinleri için tanışma, alışma tadında geçebilir.

Hazırlık Maçları

Müsabaka: Fenerbahçe SK – FC Kufstein veya Swindown Town
Tarih: 12.07.2008
Saat: 19:00
Yer: Stadion Kufstein Arena


Müsabaka: Fenerbahçe SK – Sparta Prag
Tarih: 16.07.2008
Saat: 19:00
Yer: Stadion SV Wörgl


Müsabaka: Fenerbahçe SK – Ceske Budejovice
Tarih : 19.07.2008
Saat: 19:00
Yer: Stat henüz belli değil. İlerleyen günlerde açıklanacaktır.


Müsabaka: Fenerbahçe SK – Shaktar Donetsk
Tarih: 23.07.2008
Saat : 21:00
Yer: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu

6.07.2008

Hasan Doğan

Önceden nefret edilesi bir kurum haline gelen TFF'yi ve TFF Başkanlığını kabul edilebilir bir hale getirmiş, görevde kaldığı kısa süre boyunca az da olsa huzur ortamı yaratmayı başarmıştı.

TFF Başkanı oluş biçimi, içinde bulunduğu siyasi ilişkiler pek hoş olmasada güzel işler yapıyordu.

Allah rahmet eylesin...

5.07.2008

Mehmet Aurelio

Heralde kaptırdık Mehmet Aurelio'yu... Ne bizim resmi siteden ne de kendisinden bir açıklama yok hala. Haberler ise almış başını gidiyor. Bugünden sonra da kendisini yeni takımının formasını giymiş şekilde görürüz gibime geliyor. Eğer ki bir başka takıma transferi gerçekleşirse çok ararız Aurelio'yu.

"Nolur vurma Mehmet, nolur vurma..."


3.07.2008

Geliyor

Aragones yarım saat içinde İstanbul'a ayak basacakmış. Öyle diyor FBTV an itibariyle. Karşılamayıda canlı yayınlayacaklarmış. Millet önce sallıyordu Aragones'e, kupayı aldıktan sonra "kral" muamelemesi görmeye başladı. Çeyrek finalde, yarı finalde elenseydi acaba aynısı olur muydu tartışılır. Şu saatten sonra Aragones hakkında konuşmanında artık pek bir manası olduğunu zannetmiyorum.

Sadece "Hoşgeldiniz" diyebilirim Luis Aragones'e...

1.07.2008

FENERBAHÇE - MTK Budapeşte

Şampiyonlar Ligi 2. Ön Eleme Turunda rakip eski tanıdıklardan MTK Budapeşte oldu. Kadıköy'de 2-0'lık (Rüştü'nün elinden kaçırdığı top hadisesi,ardından Rıdvan'ın istifası) bir tanışıklığımız olan MTK'yı kazasız belasız geçelimde, bünyede daha fazla kalıcı hasar bırakmasın bu Macar kardeşlerimiz.

İlk maç 29-30 Temmuz'da Kadıköy'de rövanşı 5-6 Ağustos'ta Macaristan'da.

Kazanılan bir takım başarılar

Başkanımız Aziz Yıldırım Fenerbahçe Dergisinin Temmuz sayısındaki yazısında teknik direktör konusunda bazı noktalara değinmiş. Bizi ilgilendiren bölümü hemen aşağıya geçelim.

"Sevgili Fenerbahçeliler,

Yeni teknik direktörümüz ile birlikte, Profesyonel Futbol A Takımımızda yeni bir döneme adım atıyoruz. Uzun araştırmalar ve değerlendirmeler sonucu; kariyerine ve bizim belirlediğimiz hedefler doğrultusunda Fenerbahçe'yi daha ileri noktalara taşıyacağına inandığımız Sayın Aragones'in, yeni hocamız olmasına karar verdik ve bu kararımızı da bir süre önce kamuoyu ile paylaştık. Yeni hocamız ve teknik kadrosuyla Fenerbahçe'nin hem yurt içi hem de Avrupa'daki hedefleri açısından iyi bir sezon geçireceğine inanıyoruz.Geçtiğimiz sezon Şampiyonlar Ligi'nde gelinen yere, kazanılan başarılara rağmen, yurtiçinde belirlenen hedeflerinin gerisinde kalmamız, çok kolay bir şekilde elde edebileceğimiz şampiyonluğu kaçırmamız ve bu nedenle tüm camiamızda yaşanan burukluğu ortadan kaldırma düşüncemiz yeni teknik direktör arayışımızda etkili olmuştur. Eğer kazanılan bir takım başarılar nedeniyle, bir takım başarısızlıkları göz ardı etmeye, tolere etmeye kalkarsak, bunu Fenerbahçe'de gelenek haline getiririz ki, bu da Fenerbahçe'nin geleceği açısından çok büyük bir tehlike oluşturur. Fenerbahçe yarıştığı her kulvarda, gelinebilecek en üst seviyeyi kendisine amaç edinmiş bir kulüp ve camianın adıdır....... "

Bazı konularda bende başkan gibi düşünüyorum...

Bir takım başarılar kazanıldı diye bazı şeyleri, yanlışları tolere etmek, göz ardı etmek çok yanlış ve tehlikeli birşey tabi ki. Çözümler üretilmeli, karşılıklı oturup konuşulmalı fakat burada iki tarafında iyi niyeti olmalı. Yoksa bir tarafın iyi niyeti ile hiç birşey olmuyor.


Yazının tamamı

Nostaljik Hareketler

Bu aralar hem TribünDergi hem de Antu forumlarında Fenerbahçe tribünlerinin geçmişini anlatan çok güzel fotoğraflar, gazete küpürleri ortaya çıkmaya başladı. Buraya koymazsak yazık olur düşüncesindeyim.

91-92 Sami Yen

88-89 Olaylı Ankaragücü Maçı

82-83 Sezonu Büyük Ruh